Yazdan sonbahara geçerken iyi uykular
Sonbahara girerken güneş ışığının azalması ve erken kararan hava uyku düzenimizi olumsuz etkileyebiliyor.
İstanbul Medipol Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erdoğan Kunter, mevsim değişimlerinde kaliteli bir uyku için nelere dikkat etmemiz gerektiğini anlattı.
Uzun ve güneşli yaz günleri yerini yavaş yavaş, yağmurlu ve karanlık sonbahar günlerine bırakıyor. Sonbaharın gelmesiyle birlikte ruhsal ve bedensel yapımızda bazı değişiklikler meydana geliyor. En büyük değişikliklerden biri de uyku düzenimiz!
Medipol Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erdoğan Kunter, yazdan sonbahara geçerken uyku düzenimizde ne gibi değişiklikler olabileceğini anlattı: “Vücudumuzda ne zaman uykumuzun gelip uyuyacağımızı ve ne zaman uyanacağımızı belirleyen karmaşık bir sistem vardır. Bu sistemin en önemli parçalarından biri beynimizde bulunan güneş ışığının etkilerine hassas bazı bölgelerdir. Sonbahara girerken güneş ışığının gücünün azalması ve gün ışığı süresinin kısalması bu mekanizmaların çalışma düzenini değiştirebilir ve uyku sorunları ortaya çıkabilir. “
Ayrıca sonbahar mevsiminde insanların depresif bir ruh haline bürünebildiğini belirten Prof. Dr. Erdoğan Kunter, bunun bazen gerçek bir depresyon hastalığı şeklinde görülebileceğine dikkat çekti ve depresif ruh halinin genellikle uykuya dalmada güçlük, gece sık uyku bölünmesi, çok erken uyanıp bir daha uyuyamama gibi şikayetlerle ortaya çıktığını söyledi.
Aşırı horlamaya dikkat!
Mevsimle ilişkili bir başka uyku bozukluğun da “Uyku Apnesi” hastalığı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Erdoğan Kunter bu hastalıkla ilgili de şu bilgileri verdi: “Bu hastalık genellikle aşırı horlama ve kişinin solunumunun uyurken bir süre için durmasıyla karakterizedir. Uyku apnesi insanlarda yüksek tansiyon, kalp ritim bozukluğu, kalp krizi, ruhsal hastalıklar, unutkanlık, aşırı uykululuk gibi çok sayıda ciddi sorunlara yol açmaktadır. Sonbahar mevsimiyle başlayan ve bahar aylarına kadar olan sürede uyku apnesi hastalığının şiddetinin arttığı ve böylece sağlık üzerine olan olumsuz etkilerinin daha fazla olduğu bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır.”
Peki, yeterli, kaliteli ve düzenli uyku ihtiyacı karşılanmadığında neler olur? Prof. Dr. Erdoğan Kunter bu durumda ortaya çıkan olumsuz sonuçları şu şekilde sıraladı: “Zihinsel fonksiyonlarda bozulma, hastalıklara direncin düşmesi, ağrı ve acılara dayanma gücünün azalması, ruhsal problemler, kalp ve damar hastalıklarına zemin hazırlanması… Uyku apnesi hastalığında ise bir yandan kalitesiz uyku nedeniyle yukarıdaki problemler söz konusu olurken bir yandan da nefes durmaları sırasında kandaki oksijen düzeyinin sürekli inip çıkması nedeniyle öncelikle kalp, damarlar ve beyin olmak üzere bütün hayati organlarımız zarar görür ve hızla yaşlanırlar.”
Sürekli uyku isteği ya da uykusuzluk
Peki ya sürekli uyuma isteğiniz varsa; ya da tam tersi, istediğiniz halde bir türlü uyuyamıyorsanız! Prof. Dr. Erdoğan Kunter bu iki durumun da anormal olduğunu ve ciddi bir hastalığın işareti olabileceğini vurgulayarak konu ile ilgili şunları söyledi: “Aşırı uykululuk ve uykusuzluğun başlıca nedenleri uyku apnesi, huzursuz bacak sendromu, narkolepsi gibi uyku hastalıkları veya depresyon gibi ruhsal hastalıklardır. Her türlü uyku bozukluğunun tanısında kullanılan bugün için en modern ve geçerli yöntem “Polisomnografi” denen ve uyku laboratuarlarında uygulanan uyku testidir. Bu tetkik yöntemiyle tanı koymak ve uygun tedaviyi planlamak mümkündür.”
Kaliteli bir uyku için neler yapmalıyız?
– Kişisel ihtiyacımıza göre günlük yaklaşık 7-9 saat uykumuzu alabilecek şekilde her gün aynı saatte yatağa girmeli ve sabahları da belli bir saatte uyanmalıyız. Böylece geçiş döneminde uyku düzenini sağlamış oluruz.
– Dinlendirici uykuya engel olan temel nedenlerden biri de horlamadır. Horlama hem kişinin dinlendirici şekilde uyumasını önlemekte hem de yanında veya aynı evde yaşayanların uykusunu bozmaktadır. İnsanların yaklaşık yarısı ara sıra horlarlar ancak bunların %25 kadarında horlama süreklidir. Sürekli horlayanların önemli bir kısmında ise gizli veya aşikar uyku apnesi hastalığı bulunmaktadır. Uyku apnesi hastalığı ne kadar erken teşhis edilerek tedavi edilirse sağlık üzerine olan ciddi zararları o kadar aza indirilebilir.
– Sonbaharda astım ve alerjik nezle gibi hastalıklarda artış olmaktadır. Bu hastalıklar uyku sırasında solunumu bozarak kesintisiz ve verimli uykuya engel olurlar. Dolayısıyla alerjik hastalıkların uygun şekilde tedavisi uykumuzu da olumlu etkileyecektir.
– Sonbahara girerken depresif ruh halinden kaçınmak için olabildiğince aktif ve düzenli bir yaşam sürmeliyiz. Her gün yeterli ve kaliteli uyku ihtiyacımızı karşılamalı ve eğer buna engel olacak yukarıda söz edilen durumlar mevcutsa en kısa zamanda teşhis ve tedavisi yoluna gitmeliyiz.