Yaza özel yaşam tarzı!

Kilo vermek veya sağlıklı beslenmeyi öğrenmek için gelen danışanlarıma program yazmadan önce onlarla sohbet ederim

Daha önceki kilo verme girişimlerini, başarılı veya başarısız deneyimlerini öğrenmek isterim. Buna göre, birçok kişi yaz yaklaşırken kilo vermeye çalışıyor ve yazın kilosunu koruyacağına inanıyor. Ama maalesef yaz sonu geldiğinde eski kilolar da geri gelmiş oluyor. Kış aylarındaysa bu kilo alma devam ediyor ve bahar ayında yeniden diyet akla geliyor.
Hedef: Planımız olmadığında, yazın boş zamanlarını bir yerde uzanarak, bilgisayarın ya da televizyonun önünde hareketsiz geçirmek kolay. Şartlarımıza uygun olarak daha fazla yüzmek, yürümek, bisiklete binmek gibi belirli bir hedef koyabiliriz.
Plan: Sabahları yataktan çıkmanızı gerektiren bir iş yoksa, daha fazla uyumak, televizyon seyretmek veya bilgisayar önünde oturmak kolay gelir. O nedenle, belirli bir saatte kalkmak ve aynı saatte ana ve ara öğünlerinizi yemek gibi ‘yaza ait yaşam tarzı’ oluşturmanızda fayda var.

Meşguliyet: Hiçbir şey yapmamak ve sonra da enerji seviyemizi düşük hissetme tuzağına düşmek çok kolay. Buna ilave olarak, yaşamımızdaki boşluğu dolduruyor gibi hissettiğimiz abur cuburu yemekten de kaçamayız. Bir yaz programı yaparak kendimizi meşgul edelim.

Önce düşünün

Başka bir porsiyon almadan ya da tatlı büfesine ulaşmadan önce, 2-3 kaşık daha zeytinyağlı sebze almanın, sağlığınız yönünden daha çok, vücudunuz içinse kilo açısından daha az maliyeti olacağını hayalinizde canlandırın. Aldığınız kiloları vermek için, kendinizi egzersiz aletinin üzerinde ya da sahilde koşarken, ter atmaya çalışırken gözünüzün önüne getirin. Şimdi, büfeye yeniden bakın.
O porsiyonlar size hâlâ, kârlı bir işmiş gibi görünüyor mu? Aslında, siz diyet yapmaya ve sağlıklı yemeye çalışırken büfeler ve diğer sosyal etkinlikler bir deneme olabilir. Yapmanız gereken tek şey, önceden planlanmış bir strateji.

YEMEK TUZAĞI

Yemeğinizi alın ve büfeden ayrılın: Kendinizi frenleyin ve tabağınız tekrar tekrar doldurmaktan kaçının.
Küçük bir tabak seçin: Büyük tabak yerine küçük tabaklar tercih ederseniz, uygun porsiyon miktarına ulaşabilirsiniz.

‘Sağlıklı Tabak’ görüntüsünü ezberleyin: Besin gruplarını hatırlayın; süt ve yoğurt grubu, proteinler, ekmekle tahıllar, sebze, meyve. Tabağınızı önce salata ve sebzelerle doldurmaya çalışın. Kalan boşluklara diğer yiyecekleri alın.

En yavaş yiyeni bulun: Tatilde, denizin ve güneşin tadını çıkarmak için bir an önce yemek yiyip, masadan kalkmak isteriz. Gerçekten yavaş yiyen birini tanıyorsanız, yanına oturun.
Her şeyi dengede tutun: Tatlı yemek mi istiyorsunuz? O halde iştah açıcıları atlayın ya da ana yemeğinizi gerçekten küçük tutun ve o öğündeki kalori hakkınızı tatlıyla kullanın.

Açık büfe kârlı bir iş değil
Yaz ayları denilince açık büfe tatiller, piknik, deniz kenarı veya mangal akla gelir. Kendinizi frenleyin ve tabağınız tekrar tekrar doldurmaktan kaçının. Yağlı, kızartılmış yiyecekler yerine, taze meyve ve sebzeleri seçmeye özen gösterin. Dondurma, sütlü veya meyveli tatlıları en fazla haftada 1-2 kere tüketmek kilonuzu korumaya yardımcı olur.

Ödediğiniz paranın karşılığını almak isteyebilirsiniz. Ancak yemek yemek ve keyifli masa başı sohbetleri de hayatın, güzel bir tatilin parçası. “Nasıl olsa tatildeyim, tüm sene çalıştım, dinlenmeyi ve yemeği hak ettim” diyerek ipin ucunu kaçırmayın. Eğer dayanamayacağınız bir yiyecek varsa, en azından porsiyon miktarına dikkat ederek tüketin. Kontrol sizde olursa açık büfe yemek sistemi aslında harika bir fırsat. Aynı fiyata ‘sınırsız yeme şansı’ senaryosuna karşı zihninizdeki bakış açısını ve tutumunu değiştirmeniz, yapabileceğiniz en doğru şeydir. Bu, diyette olan veya dikkatli beslenmeye çalışan birçok kişinin kolaylıkla içine düştüğü bir tuzak. Çünkü böyle düşünmeniz yiyebildiğiniz kadar yemenin çok kârlı bir iş olduğunu hissetmenize yol açar ve açık büfeyi cazip kılar…

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir