Yaseminceyi Ekrandan Koparttı
Ekranlardan uzun süre ayrı kalan sevilen tiplemelerin mucidi Yasemin Yalçın, uzun süren sessizliğini bozdu.
İlginç tiplemeleri ile her yaştan kesimi ekran başına bağlayıp onları güldüren ve yıllardır herkesi oyuncu olarak büyüleyen sanatçı Yasemin Yalçın. Bu değerli sanatçı uzun süren sessizliğini ilk kez Bugün gazetesi için bozdu. Yasemin Yalçın ile neden televizyonlara ara verdiğinden yeni başlayacağı Yasemince’de ki yepyeni tiplemelerine kadar söyleştik. Bize tüm samimiyeti ile gerçekleri anlattı.
– Yasemin Hanım niye bu kadar uzun süre ekranlardan ayrı kaldınız?
Ara vermemizin birkaç sebebi oldu. Kendimiz istedik ara vermeyi, çok uzun zaman bir maraton koşusu gibiydi. Yasemince’lerin devamlılığı ve onla paralel olarak tiyatro birlikte yürüdü. Bu yoğun çalışmaya biraz ara verelim diye düşünürken bu defada kızımızın rahatsızlığı nedeniyle istemeden uzun süre ayrı kaldık. Şimdi kızımızı biraz daha büyüttük. Yada en azından kendimi şimdi daha iyi hissediyorum. Artık ekranlara dönüyoruz. Hayat bu zaten herkesin hayatında bu ve buna benzer şeyler oluyor iyisi ve kötüsüyle.
SİNEMAYI DÜŞÜNMEDİM
-Ekranlarda şu sıra yapılan ve beğenilen tiplemeler hemen sinemaya taşınıyor ve izleyicisiyle buluşturuluyor. Örnek Recep İvedik serileri… Sizinde Şuayip , İtilmişle Kakılmış veya Sürahi Nine çok sevilen ve izlenen tiplemelerdi. Siz niye sinemaya taşımadınız?
Bizim dönemimizde de sinemadan teklif geldi tabii ki. Özellikle İtlmiş ve Kakılmış üzerine ama şimdiki gibi çok film çekilmiyordu. Yine de ben hiçbir zaman düşünmedim bunu çünkü seyirci bunu kanıksadı ve televizyonlardan izledi.
Bu nedenle sinemaya taşımadım. Ben hep sinemada ters köşe bir şey yapmayı düşünmüşümdür. Zaten komedyen demek her şeyi yapabilen oynayabilen demektir. Sadece benim için değil diğer komedyenlerde, bu işi yapanlar, bizler, akademist oyuncularız. Bizden istenilen bu olduğu için biz bunu yaptık.
-Hayatınız boyunca yapmak isteyip de yapamadığınız bir şey oldu mu?
Ben müzikallerin geri dönmesini çok istiyorum, ülkem adına, kendi adıma, genç tiyatrocu arkadaşlarım adına biz yine Şan tiyatrosunda müzikalleri gördük ama yeni nesil tiyatrocularda bu zevki tatsın isterim açıkcası.
-Eşinizle nasıl tanıştınız evlilik teklif ilk kimden geldi?
Eşim İlyas İlbey’le okul arkadaşıydık. Teklif benden değil eşimden geldi, bizi bir oyun bir araya getirdi. Sara Bernard’ın hayatını oynadık iki kişilik bir oyundu. Masum bir arkadaşlıktı bizimkisi. Sonra yavaş yavaş gelişen bir şeyler oldu ve şimdi bildiğin gibi. İlyas Bey benim işime bende ona asla karışmam. Sakin bir hayat yaşıyoruz. Bizim Silivri de bir çiftliğimiz var. Oraya gittiğim zaman atlarla ilgilenmek bana moral veriyor. Atların doğumlarını seyretmek, onları beslemek… Atın yavrusuna olan sevgisine gözyaşı dökmemek imkansız.
– Yasemince tekrar ekranlara dönüyor, daha önceki tiplemelerinize ek olarak yeni sürpriz karakterler düşünüyor musunuz?
Yeni tiplemeler tabii ki olacak. Oynadığımız karakterlerin yanı sıra yeni karakterlerde yeni bölümlerde denenecek. Güzel bir şey olması içinde hakikaten titizlikle çalışıyoruz. Ben zaten işimi titizlikle yapıyorum ve karakterlerimde halkın içinden kişiler. Benim oynadığım insanlar yurdum insanlarıdır. Şuayip Türk erkeğinin ruhunu yansıtıyor, her ne kadar fizik olarak belli bir tarzda ise de çapkınlığı elden bırakmıyor. Yeni karakterlerimde ozanlarımızın karşılıklı atışmalarına şahit olacağız. Ama bu taşlamalar ve atışmalarda bir taraf sazcı diğeri rapçi olacak. İkisini de ben oynayacağım. Umarım halk bu karakterleri de sever.
YAPTIĞIM İŞ SOSYAL İÇERİKLİ
Oyunlarımda toplumsal konulara yer veren bir tiyatrocuyum. “Kadınlık Bizde Kalsın” adlı oyunumun özellikle bir bölümünde işkence gören bir kadını anlattım. Bayağı bir olaylı oldu, hatta turnede Edirne’deyken o dönemin Edirne Valisi salonu terk etti. Ben biraz sivri dilliyimdir, benim Kakılmış tiplememde de sosyal içerik vardır. Yani orada da hep dayak yiyen kadını anlatırız zaten seyirci anlar. Ben kadın ya da erkek ayırmadan toplumda ezilen hor görülen insanı korurum.
bugün