Haberler

Tehlikeli aşk!

Facebook, Twitter insanları tehlikeli bir yolculuğa mı çıkarıyor?

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema ve Televizyon Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İsmail Hakkı Nakilcioğlu, adları her ne kadar sosyal medya veya paylaşım sitesi olsa da internetin bu anlamda insanları gerçek dünyadan, dostluk ve arkadaşlık ilişkilerinden uzaklaştırdığını bildirdi.

Türkiye Bilişim Derneği Afyonkarahisar Temsilcisi de olan Yrd. Doç. Dr. Nakilcioğlu yaptığı açıklamada, Türkiye’de genç nüfusun internete ve özellikle sosyal paylaşım sitelerine yoğun ilgi göstermesinin, toplumda internetin doğru kullanımıyla ilgili önlemlerin nasıl alınabileceği konusunu gündeme getirdiğini söyledi.

Medyada yer alan bazı haberlerin adeta “internet ateşinin bacayı sardığı” gerçeğini gözler önüne serdiğini anlatan Nakilcioğlu, yanlış kullanılan internetin doğurabileceği zararların, gelecekte toplumsal anlamda daha belirgin hissedilebileceğini dile getirdi.

Nakilcioğlu, özellikle gençler arasında kullanımı hızla yükselen sosyal medyadan nasıl yararlanmak gerektiğinin tam olarak bilinmediğini belirterek, şöyle konuştu: “Kimi zaman eksik, yanlış, hatalı uygulamalar, zararlı hatta tehlikeli iletişim biçimleri ortaya çıkabiliyor. İnternet bağımlılığı ve en yaygın örneği olan mesajlaşma tutkunluğuna ilişkin başta ABD olmak üzere bazı ülkelerde yapılan araştırmaların sonuçları dikkat çekici. Çok sık mesajlaşan ya da sosyal ağlarda fazla vakit geçirenlerin alkol ve uyuşturucuya daha çok eğilimli oldukları belirtiliyor. Bu konuda yapılan bir araştırma, çok sık mesajlaşan ya da sosyal ağlarda fazla zaman geçiren ergenlerde, fiziksel ve zihinsel sorunların baş göstermesi olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor.”

Amerikan Kamu Sağlığı Derneği tarafından düzenlenen yıllık toplantıda bir araya gelen araştırmacıların söz konusu davranışlarda bulunan gençlerin durumunu mercek altına aldığını ifade eden İsmail Hakkı Nakilcioğlu, “Yapılan testler sonunda sık mesajlaşan ve sosyal ağ bağımlılığı yaşayan gençlerin uyuşturucu madde kullanımı, alkole bağlılık, intihar eğilimi gibi tehlikeli davranışlara meyilli olabileceği sonucu ortaya çıktı” dedi.

Nakilcioğlu, bu sonuçların, sosyal ağlara olan düşkünlüğün kişilerde sağlık sorunlarının yanında topluma uyum sağlamada zorlanma gibi ruhsal sıkıntılar yaratabileceğini de ortaya koyduğunu dile getirerek, “Adları her ne kadar sosyal medya veya paylaşım sitesi olsa da internet, bu anlamda insanları gerçek dünyadan, dostluk ve arkadaşlık ilişkilerinden uzaklaştırmaktadır. Başka bir deyişle tümüyle sanal bir aleme yönlendiriyor ve yalnızlaştırıyor. Varlık içinde yokluk çeker gibi, kişiler sanal kalabalık içinde kendilerinin gerçekte
yapayalnız olduklarını fark ediyorlar. Ekran başından kalkıp da insan içine girdiklerinde yalnızlıklarının farkına varıyor ve ruhsal boşluğa sürükleniyorlar” diye konuştu.

“ÇİN BU BAĞIMLILIĞI PSİKOLOJİK HASTALIK KAPSAMINA ALDI”  

Tam olarak adı konmamış olsa da internet bağımlılığına karşı pek çok ülkede ciddi önlemler alındığını ifade ederek, “Dünyada en fazla internet kullanıcısı nüfusuna sahip olan Çin, internet bağımlılığını psikolojik bir hastalık kapsamına aldı ve bunun tüm ülkelerde böyle kabul edilmesi için de Dünya Sağlık Örgütü’ne başvurdu” dedi.

Toplam 253 milyon insanın düzenli olarak internete girdiği Çin’de resmi rakamlara göre 4 milyonun üzerinde internet bağımlısı olduğunun saptandığına işaret eden Nakilcioğlu, “Çinli yetkililer, internet bağımlılığını, iş dışında her gün düzenli olarak 6 saatten fazla internette olmak şeklinde tanımlıyor” diye konuştu.

Nakilcioğlu, Çin’in bu sorunla mücadele edebilmek adına internet bağımlıları için özel klinikler açacağını duyurduğunu da ifade ederek, Çin’deki genç nüfusun yüzde 42’sinin kendisini internet bağımlısı olarak gördüğünü, 8-30 yaş arası bu gençlerin yüzde 70’inin de erkek olduğunu belirtti.

“İNTERNETE ANINDA BAĞLANAMAYANLAR SENDROM YAŞIYOR” 

Tüm yararlarına ve olumlu yönlerine karşılık internetin, günümüzde yeni “koliklerin” ortaya çıkmasına neden olduğunu anlatan İsmail Hakkı Nakilcioğlu, internete anında bağlanamayanların yaşadığı sendroma “onlinekolizm” denildiğini
söyledi.

Nakilcioğlu, “Discomgoogolation” olarak da nitelendirilen bu sendromun çok görüldüğü İngiltere’deki YouGov firmasının son araştırmasının değişik bulguları ortaya koyduğunu anlatarak, şunları söyledi:

“Araştırma, İngilizlerin yüzde 70’inin, internete her gün bağlanmadığında mutsuz olduğunu gösteriyor. İngiliz kullanıcıların yüzde 44’ünün,
çevirim içi olmadıkları zamanlarda hayal kırıklığı hissettikleri, yüzde 27’sinin de streslerinin arttığı ortaya çıkıyor. İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre İngilizlerin yüzde 26’sı interneti yaşamlarını organize etmek için son derece hayati olarak nitelerken, bilgisayar kullanıcılarının yüzde 19’u ailesine, yüzde 20’si ise sevgilisine ya da eşine ayırdığından fazla zamanı internet başında harcıyor…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir