Suda panik yapmayın!

Yaz sıcaklarında serinlemek amacıyla havuz, deniz ve sulama kanallarına koşanların artmasıyla boğulma vakalarının tırmanışa geçmesi, Sağlık Bakanlığı’nı yeni önlemler almaya itti.

Sahillerde motosikletli ambulans sayılarını artırma kararı alan bakanlık, bazı plajlara da yeni 112 istasyonları açacak.

Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Seraceddin Çom, yeterli oksijen gitmemesi sonucu vücuttaki dokularda bozulma meydana gelmesiyle boğulma olayının gerçekleştiğini söyledi.

Ülkede her yıl trafik kazalarında olduğu gibi suda boğulmalarda da birçok kişinin yaşamını kaybettiğine dikkati çeken Çom, özellikle çocukların bu konuda daha şanssız grubu oluşturduğunu, gerek denizde, gerekse havuzda ailelerin dikkatsizliği veya ihmali sonucu birçok çocuğun boğulma sonucu yaşamını yitirdiğini vurguladı.

Bunun dışında, yüzmeye bağlı kazalar, dalış hataları, deniz ya da havuz kenarında yapılan şakalar sonucu da birçok boğulma gerçekleştiğini anlatan Çom, şunları belirtti:

“Suda boğulma, ’yeterli oksijen gitmemesi sonucu vücutta dokularda bozulma meydana gelmesi veya kişinin suya batması sonucu solunum fonksiyonlarının bozularak ölümün gerçekleşmesi’ olarak tanımlanabilir. Dünyada her yıl yaklaşık 400 bin kişi boğularak yaşamını kaybediyor. 1-5 yaş arasındaki çocuklarda ölüme neden olan kazalarda üçüncü sırayı boğulma vakaları alıyor. Yapılan istatistiklerde, boğulma vakaları kadınlara oranla erkeklerde daha fazla. Erkeklerin su ile ilgili işlerle daha fazla meşgul olmaları, suya alkollü girmeleri ve su içinde riskli aktivitelerde bulunmaları bu oranı artırıyor.”

“SUDA BOĞULMALAR PANİKTEN”

Suda boğulmaların büyük bölümünün panikten kaynaklandığını bildiren Çom, “Suda boğulmalarda, kişiler herhangi bir nedene bağlı olarak paniğe kapılıp kontrollerini kaybeder. Yaşanan panik sonucu su ile baş edememe, su yutma, halsizlik, soluk almada zorluk, yüzde, dudaklarda ve tırnaklarda morarma, yaralanma, bilinç kaybı ve bayılma belirtileri görülebilir” şeklinde konuştu.

Bu aşamadan sonra kontrollerini yitiren kişilerde yeterli solunum olmadığı için oksijen yetmezliği ve paniğin bir kısır döngü halinde devam ettiğini anlatan Seraceddin Çom, “Kişi hareketsizlik içinde suya batmaya başlar. Kişiler bu dönemde kurtarılamazlarsa, dibe doğru batarken kalp durması ve ölüm meydana gelir” bilgilerini aktardı.

Boğulmaktan kurtarılanlara yapay solunum yapılması gerekebildiğini kaydeden Çom, ağızdan ağza veya ağızdan buruna solunumun suda yapılabileceğini, uygulamaya su içinde başlanması gerektiğini bildirdi.

Çom, “Ancak, omurga ve omurilik yaralanması düşünülerek baş arkaya çok fazla itilmemelidir. Su içerisinde yapay solunum uygulaması derin sularda mümkün olmayabileceği için kişinin hızla sığ suya çekilmesi gerekir” şeklinde konuştu.

Boğulan kişilerin su içinden kıyıya ve güvenli bir yere alındıktan sonra hemen yapay solunum ve kalp masajına başlanması gerektiğini ifade eden Çom, “Özellikle soğuk havalarda 20-30 dakika geçse bile yapay solunum ve kalp masajına başlanmalı, derhal 112’den tıbbi yardım istenmelidir” diye konuştu.

Yaz aylarında artan boğulma olaylarına karşı bir takım önlemler aldıklarını, sahil bölgelerinde olay yerine hızla ulaşabilen motosikletli
ambulanslar kullanabilen paramedik ve hekimler görevlendirdiklerini bildiren Çom, özellikle İstanbul, İzmir, Muğla, Antalya’nın da aralarında bulunduğu 16 ilde 52 ekibin görev yaptığını söyledi.

Boğulma olaylarının sıklığıyla gündeme gelen Şile’ye ilave, Ağva’ya ise yeni istasyon kurulduğunu, Çeşme Alaçatı, Bodrum ve Marmaris’te bu ekiplerin sayılarının artırıldığını belirten Çom, “Motosikletli ambulanslar olay yerine kısa zamanda ulaşabilecek şekilde hareket ediyor. Daha sonra hasta kara ya da hava ambulansıyla hastaneye götürülüyor” dedi.

Çom, halk plajlarında cankutaran görevlendirilmesinin belediyelerin yetkisinde olduğunu, cankurtaranlardan, boğulma vakalarına doğru müdahale etmelerinin beklendiğini belirtti.

Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Seraceddin Çom, suda boğulma ve yaralanma riskine karşı alınabilecek önlemlerle ilgili şunları bildirdi:

“-Su içinde yapılan aktiviteler sırasında oluşabilecek tehlikelere karşı yetişkinler ve çocuklar eğitilmelidir.

-Yetişkinler ve çocuklar, ilk yardım teknikleri ve temel yaşam desteği uygulamaları konusunda bilgilendirilmelidir.

-Acil bir durumda çocukların hemen 112 Acil Sağlık Hizmetlerini araması gerektiği öğretilmelidir.

-Çocuklara yüzme öğretilmelidir.

-Çocukların tek başına yüzmelerine izin verilmemelidir.

-Çocukları su üstünde tutan giysilere ve çok iyi yüzme bilmelerine güvenilmemeli, sürekli denetlenmelidir.

-Deniz kıyıları temiz tutulmalıdır.

-Özel havuzlar için havuz çevresi parmaklıklarla çevrilmelidir.

-Uyarı işaretleri kullanılmalı ve bunlar çocuklara öğretilmelidir.

-Güvenliği yüksek havuz tasarımları oluşturulmalıdır.

-Deniz kıyısında ve genel yüzme havuzlarında çok iyi yüzme ve ilk yardım uygulamaları bilen cankurtaranlar görevlendirilmelidir.”

Çom, boğulmalarda genel ilk yardım uygulamaları ile ilgili de şu bilgileri aktardı:

“-Boğulma nedeni ortadan kaldırılmalıdır.

-Bilinç kontrolü yapılmalıdır.

-Hastanın yaşamsal bulguları değerlendirilmelidir.

-Temel yaşam desteği sağlanmalıdır.

-Derhal 112’den tıbbi yardım istenmelidir.

-Yaşam bulguları izlenmelidir.”

UZMANDAN ÖNERİLER

9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı öğretim üyesi ve Herkes İçin Acil Sağlık Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Gürkan Ersoy da, boğulan kişilere kurtarma ve ilk yardım bilmeyenlerin müdahale etmemesi gerektiğini bildirdi.

Boğulan kişilerin panikle hem kendilerine hem de kendilerini kurtarmak isteyenlere zarar vermesinin mümkün olduğunu anlatan Ersoy, şunlara dikkati çekti:

“Yüzme bilmeyenler derin sularda denize girmemelidir. İyi yüzme bilenler bile kramp girmesi ya da başka bir rahatsızlık ortaya çıkması olasılığına karşı tek başlarına denize girmemelidir. Suda boğulmaların en büyük nedeni paniktir. Çok iyi yüzme bilenler bile beklenmeyen bir durumda panik yapabiliyor. Panik başlayınca da boğulma ve ölüm peşinden geliyor. Boğulma tehlikesi yaşayanları sudan eğitimli kişiler çıkarmalıdır.”

Boğulan bir kişiye hemen kalp masajı yapılmaması gerektiğini ifade eden Ersoy, “Önce hastanın kalbinin çalışıp çalışmadığına bakılmalıdır. Masaj yapılan çalışan bir kalp durabilir. Bu nedenle bu işi, bilenlere bırakmak gerekir” dedi.

Ayrıca, boğulan kişilerin ayaklarından tutulup baş aşağı çevrilmesinin de yanlış olduğunu vurgulayan Ersoy, “Boğulma sırasında mideye yarım veya bir çay bardağı su kaçar. Hasta baş aşağı çevrilirse bu su akciğerlere kaçar ve kişinin boğulmasına neden olur” uyarısını dile getirdi.

Sudan çıkarılan kişiye yapay solunum yaptırılmasının önemli olduğunu belirten Ersoy, bunu ilk yardım eğitimi alan kişilerin yapması gerektiğine dikkati çekti.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir