Sevgililer günü klişeleri aranızı bozmasın!

Sevgililer günü geldi çattı

Özenilerek hazırlanan, heyecanlı ve çekici taraflarının bol bir gün olmasının yanı sıra; beklentinin fazla, arada soğuk rüzgarların estiği hatta ayrılıklarla bile sonuçlanabilen bir gün olabilir.

Uzmanlar mutlu ve sorunsuz bir sevgililer günü geçirmek için hiçbir tarafın beklentiye girmemesi konusunda uyarıyor.
Konu hakkında bilgi veren Erdem Hastahanesi Kilinik Sağlık Psikoloğo İdil Saliha Küntüz,
• “Yine Bana bir şey almadın mı be adam?
• N’oldu ya hu neden alacak mışım?
• Ee sevgililer günü bugün!
• İyi de sen benim sevgilim değilsin ki, karımsın!”

Bu konuşmanın ya da “Ne alacağım, beğenir mi? Ne kadar zormuş hediye almak, tam da ödev haftası. Ucuza aldığım anlaşılır mı ki? Bu sefer de unutursa bu ilişki biter!, Onu sevdiğimi göstermem lazım, bak bu kolyeyi alırsam belki son kaçamağımı affeder, bak onun erkek arkadaşı ne almış off sevmiyor mu ki beni bu?“ gibi düşüncelerin bolca olduğu bir gün sevgililer günü. Masum, keyifli, heyecanlı ve çekici tarafının yanı sıra, beklentinin fazla, ayrılıkların ve kavgaların da bol olduğu bir gün.

Bol bol alışveriş yapmamızı kulağımıza fısıldarken, hediye beklememizi de tembihliyor bir yandan. Partneriniz varsa eğer stresli bir döneme giriyorsunuz genelde. Çiftlere hali hazırdaki duygularını ve sevgilerini birbirlerine gösterebilmeleri, ilişkilerine heyecan katabilmeleri, sürprizlerle şaşırtabilmeleri için bir fırsat gibi görünen sevgililer günü, bir yandan da baskı oluşturuyor.
Çiftlerin birbirinden sevgi beklemeleri normaldir. Partnerinin ilgisini belli etmesi, hissettirmesi ve dile getirmesini isterler. Bu, ilişkinin güçlü devam etmesi ve rutine geçmemesi için her ilişkide olan ve olması gereken bir şeydir. Bir gülümseme, hiç beklenmedik anda atılan bir mesaj, iş yerine yollanan çiçekler, sahilde yapılan bir yürüyüş ya da televizyon izlerken onun elini tutmak, ona çay yapmak şeklinde bile olabilir. Kişinin içinden gelen, yaptıkça mutlu hissettiren, karşıdakinin heyecanını gördükçe heyecanlandıran yaklaşımlardır bunlar.

Ancak zorunlu olarak gösterilen sevgi, aşk bir yük olarak biner kişinin omuzlarına. İşte burada konumuza dönüyoruz ve sevgililer gününün zaman zaman bir zorunluluk olduğunu görüyoruz. Eğer hediye alınmazsa sevilmiyorum ya da iyi bir eş değilim gibi düşünülebiliyor insan kendini. Tabi ki bu noktada çiftlerin ilişkilerinden tatmin olma derecesi de oldukça önemli bir roldür. Kişi, eğer bu günü sevgi görebileceği tek fırsat olarak düşünüyorsa, yatırımı ve beklentisi de o derece fazla olabilir. Bütün yıl hatırlanmadığını düşünen kadın, tüm kızgınlığı ile isteklerini belirtebilir, partnerini zorlayabilir ya da yüksek olan beklentisi karşılanmadığında tepki verebilir.

Burada önemli olan krizi fırsata çevirmektir. Öncelikle çiftler ilişki analizini yapmalı ve şu soruları kendilerine sormalıdır. Çiftler birbirinden neler bekliyorlar?, İyi bir ilişki onlara göre nasıl olmalı?,14 Şubat olmasa da ne olsa çiftler birbirine sevgilerini daha kolay belli ederler?, Çift olmanın bir takım çalışması olduğunu unutmadan, daha tatminkar bir ilişki için karşılıklı nasıl sorumluluklar alınabilir?

Tüm bunların açık ve net, suçlama olmadan konuşulması ilişkinizin temelini daha sağlam yapmakla birlikte keyifli bir güne de kapı açacaktır.” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir