HaberlerSağlık

Sedef hastalığına balıkla tedavi

Bu kaplıcaların dünyada bir eşi daha bulunmuyor.

Diğer kaplıcalardan farklı olarak tedavi etme özelliği bakımından dünyada bir eşi daha olmayan Kangal Balıklı Kaplıcaları’nda bulunan balıklar, cilt hastalığı olarak kabul edilen sedef hastalığına çare buluyor.

SİVAS

Sivas’ın önde gelen kaplıcası Kangal Balıklı Kaplıca, il merkezine 96 kilometre, Kangal ilçesine ise 13 kilometre uzaklıkta. Kangal Balıklı Kaplıca ülkemiz termal kaplıcaları içerisinde kendine özgü bir yere sahip. Tedavi özelliği itibari ile dünyada bir benzerini bulunmadığı kaplıca suyunun sıcaklığı 36-37 derece.

Yarayı temizliyorlar

Fiziksel karakteristiği; kaplıca suyunda en büyüğü 10 cm boyunda olan binlerce küçük balık yaşar. Balıklar havuza girenlerin sivilce ve yara kabuklarını yiyerek, deriye kaplıca suyunun temasını artırıyor. Kaplıca suyu her türlü romatizma hastalığa, sinir hastalıklarına, kırık, çıkık, ezik vb durumlara, deri ve böbrek hastalıklarına olumlu etki yaptığı ortaya çıktı. Kangal Balıklı Kaplıcası’nın en önemli özelliği ise cilt hastalığı olarak bilinen sedefe çare olması.
Tahriş olmuş durumdaki veya herhangi bir enfeksiyonla oluşmuş cilt dokusundaki yaraları, egzama, cerahatli sivilceler ve sedef hastalığı oluşumları; 2-10 cm büyüklüğündeki Cyprinide (Sazangiller familyasından), Beni Balığı ve Yağlı Balık türündeki balıklar tarafından iyileştirilerek ciltteki izler kayboluyor.

Aç karnına sudan içilmeli

Kaplıcada havuza giren kişilerin etrafında ince kahverengi, gri ve bej rengindeki sazan ve kayabalığı türü balıklar dolaşarak ciltte hastalık belirtisi olan yerleri temizliyor. Dişleri olmayan bu balıklar, 36-37 derece sıcaklıktaki suyun yumuşatmış olduğu kabarık yara kabuklarını kopararak cilt pürüzsüz hale gelinceye kadar temizliyor. Tedaviden olumlu sonuç alınabilmesi için üç hafta (21 gün) süresince günde üç defa havuza girmek ve iki saat suda kalmak gerekmektedir. Ayrıca, sabahları aç karnına birkaç bardak şifalı sudan içmeyi ihmal etmemek gerekir. Diğer taraftan yerden kaynayan su içindeki kabarcıkla ve balıkların vücut üzerine yaptığı darbelerle vücutta bir gevşeme ve dinlenme etkisi yapmakta.
Şu anda kaplıca bünyesinde iki ayrı motelde toplam 300 yatak bulunuyor.

50 derece suya sahip

Sivas-Ankara karayolu üzerinde, il merkezine 31 kilometre uzaklıkta olan Sıcak Çermik Kaplıcaları’nın suyu 50 derecenin üzerinde ısıya sahip Kaplıca, romatizma, sinir sistemi, solunum yolu, sindirim sistemi, metabolizma bozuklukları, böbrek ve idrar yolları, kan dolaşımı adale ağrıları, kadın hastalıklarına iyi geliyor.
İl merkezine 20 kilometre uzaklıkta olan Soğuk Çermik Kaplıcası’nun su sıcaklığı 28 derece civarında. Kaplıca suyu içildiğinde mide, bağırsak ve safra kesesi hastalıklarına iyi geldiği ortaya çıktı. Ayrıca romatizma ve sinir hastalıkları tedavisinde de yararlı oluyor. Kaplıca suyu içilebilme özelliğine de sahip.

SAMSUN

İki 500 yıldır şifa dağıtıyor

Tarihi 2 bin 500 yıl öncesine dayanan Havza Kaplıcaları, volkanik kaynaklı sulara sahip. Kaplıca suları başta cilt, sinir, psikolojik rahatsızlıklar dalak şişliği gibi hastalıklara şifa olarak gösteriliyor
Yazılı belgelere göre tarihi 2 bin 500 öncesine değin uzanan Karadeniz Bölgesi’nin şifa yurdu Samsun İline bağlı Havza ilçesinde bulunan Havza Kaplıcaları, kimyasal özellikleri bakımından oldukça zengin.
Her yıl on binlerce kişi tarafından ziyaret edilen Havza Kaplıcaları, volkanik kaynaklı (jüvenil) olup zayıf mineralizasyonlu, sodyum bikarbonatlı, hipertermal (56 C), hipotetik (14.5 milimol/lt) ve oligometalik (643.17 mg.) maden suyu özelliğine sahip.

Cilt hastalıklarına birebir

1936 yılında TC Yüksek Ziraat Enstitüsü tarafından görevlendirilerek Havza’ya gelen Prof. Dr. Kerim Ömer Çağlar, Havza’daki kaplıca suları ile ilgili bir dizi bilimsel tahliller yaparak, Havza Kaplıcaları’nın şifa özelliklerini içeriğindeki etkili maddeler bakımından değerlendirdi. Çağlar şu tespitlerde bulundu:
“Havza kaplıca suyu, arsenikli, çelikli, silisli, bikarbonatlı ve radyoaktif bir kaplıca suyu olup birçok hastalıkların tedavisinde şifalı olduğu anlaşılmıştır. Havza kaplıcalarındaki arsenik oranı az da olsa dünyada arsenikli olarak tanımlanan diğer kaplıcalarla kıyaslandığında tipik arsenikli bir sudur.”
Kaplıca sularının, her çeşit kan, cilt, sinir hastalıklarında, sıtma tedavisinde ve bütün hastalıkların nekahet devrelerinde şifalı olma özelliğinden başarı ile yararlanılabileceği ortaya çıktı.
Ayrıca Kloroz tedavisinde, beden zafiyetlerinde, kadın hastalıklarında, psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde, adale ağrılarının giderilmesinde, sindirim bozukluklarının tedavisinde, dalak şişliğinde, kronik bronşit tedavisinde de şifa etkisi kanıtlandı

Hazımsızlığı önlüyor

65 derece sıcaklığı bulunan kaplıca suları yaşlanmaktan ileri gelen Arterioskklerose ve diğer bazı yaşlılık hastalıklarına da şifalı olduğu ortaya çıktı. Fazla hazımsızlıktan gelen her çeşit mide hastalığına, mide iltihaplarına, sindirim bozukluklarına, safra taşı rahatsızlıklarına karşı şifalı olma özelliği de var. Su buharının solunması ile müzmin üst solunum yolu iltihapları, alerjik burun içi iltihapları, müzmin larenjit ve farenjit, nefes darlığı yapan akciğer hastalıkları, bronş genişlemesi, astıma da iyi geldiği gözlemlendiği belirtiliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir