Prostat kanseri hakkında mutlaka bilinmesi gerekenler

Üroloji ve üroonkoloji uzmanı Prof. Dr. Can Öbek, Eylül ayının‘Prostat Kanseri Farkındalık Ayı’ ve 15 Eylül’ün ‘Dünya Prostat Günü’ olması sebebiyle konuya dair önemli bilgiler paylaştı. Prof. Öbek ayrıca prostat kanseri teşhisinde gerekenlere tanıda değişen yaklaşıma dikkat çekti.

Dünyada yaklaşık her 4 dakikada bir erkeğe prostat kanseri tanısı konuyor. Hastalığın erken teşhis edilmesiyle son derece etkili sonuçlara ulaşılsa da asıl amaç prostat kanseri gelişimini önlemek. Bu doğrultuda da çalışmalar devam etmekle birlikte prostat kanserinde yaş, ırk, genetik özellikler gibi risk faktörlerini değiştirmek mümkün olamıyor.

İlk PSA Testi 40’ında Yaptırılmalı!

Prof. Öbek, Sağlık Bakanlığı’nın sunduğu verilere dayanarak ülkemizde erkekler arasında en sık görülen kanser türlerindenprostat kanserinin ikinci sırada olduğuna dikkat çekiyor. Prostat kanseri teşhisi konulan erkek hastaların büyük bir çoğunluğu 50 yaşın üzerinde olması sebebiyle Öbek bu yaşın kritik olduğunu söylüyor. Fakat ondan önce 40 yaşına gelen her erkeğin Prostat Spesifik Antijen (PSA) testi yaptırması gerektiğini belirtiyor.Çünkü bu yaşta belirlenen temel PSA değerinin kişinin prostat sağlığı ile ilgili ileriye dönük önemli öngörüde bulunduğunu bildiriyor. Daha sonraki yıllarda ne sıklıkla bakılması gerektiği ise ürolog tarafından ilk değerlendirme sonucuna göre tavsiye edileceğini söylüyor.

Üroloji ve üroonkoloji uzmanı Prof. Dr. Can Öbek

‘Fırsatçı tarama’önemli!

Diğer taraftan prostat kanserinde toplum taraması önerilmiyor. Toplum taraması konusunda en önemli veriler ERSPC adıyla bilinen çok merkezli Avrupa Çalışması’ndan geliyor. Bu çalışmada, 13 yıl süren takip sonuçlarında prostat kanserinde toplum taraması, kanserden ölümü yüzde 29 azaltıyor. Fakat bunun karşılığında başka bir bedel ödeniyor;bir kişinin hayatını kurtarmak için, 781 kişiyi taramak ve 27 kişiyi tedavi etmek gerekiyor. Bu sayılar halen toplum taraması önerilmesi için kabul edilebilir düzeyde değil. Fakat bunun yanında, ‘fırsatçı tarama’ denen, kişisel düzeyde karar verilen erken tanı değerlendirmesi bulunuyor. Prof. Öbek bu noktada, “prostat kanseri erken tanısından fayda görebilecek erkeği bu konuda etraflıca bilgilendirip, erken tanı konusunda istekliyse PSA testi ve prostat muayenesi yapmayı öneriyoruz” diyor.

Prostat kanseri tanısında standart yaklaşım değişiyor!

Prostat kanseri şüphesi olan erkeklerde güncel yaklaşım “standart prostat biyopsisi” uygulamasıdır. Bir kan testi olan PSA’da değerin yüksek çıkması ve/veya prostat muayenesinde üroloğun şüphelenmesi üzerine prostat biyopsisi yapılır ve bu biyopside prostattan ultrasonografi eşliğinde 10-12 parça alınır. Bu standart yaklaşımın sorunları olduğu yıllardır biliniyor.Önemli kanserler teşhis edilemeden atlanabiliyor, öte yandan aslında teşhis ve tedavi gerektirmeyen önemsiz tümörler de teşhis edilebiliyor.Gereksiz biyopsilerin ise başta enfeksiyon olmak üzere önemli komplikasyonları olabiliyor. Biyopsi kararında ve uygulamasında MR görüntülerinin kullanılmasının, standart biyopsiye göre daha isabetli değerlendirme yapıldığı çalışmalarla ortaya kondu. MR bulgusuna göre hareket edilip, akıllı biyopsi uygulanması durumunda aşağıdaki olumlu gelişmelere ulaşılıyor:

Hastaların %28’i gereksiz biyopsiden kurtuluyor,
Önemli kanseri yakalama oranı %12 daha fazla saptanıyor,
Önemsiz, yani tanımak istemediğimiz kanser tanı oranı ise %13’ten daha az olarak tespit ediliyor,
Daha az parça alarak, daha isabetli teşhis konuyor,
Biyopsinin yan etkileri yeni yaklaşımla daha düşük oluyor.
Ayrıca PSA’nın bazı türevlerini de matematiksel olarak hesaba katan yeni kan testlerinin ve idrarda yapılan genetik testlerin de biyopsi kararı alınmasında yardımcı yöntemler olarak günlük pratiğe girmekte olduğu gözleniyor.

PembeNar özel – Serpil Dokurel

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir