Piyangodan size çıkan depresyon olmasın!
Yeni bir yıla her geçen yıldan daha mutlu daha keyifli girmek ve bütün yıl böyle devam edebilmek herkesin hayali.
Yılbaşı yaklaşırken kimileri muhteşem kararlar alır, kimileriyse görkemli hayaller kurar. Yeni bir yıla dair farklı hayallerin farklı beklentilerin ortak noktasıysa her yılbaşı olduğu gibi yine Yılbaşı Piyangosu. “Ya çıkarsa” deyip tatlı hayallere daldığımız hayli uzak bir ihtimal olan “Büyük İkramiye”nin sonucu olumsuz olduğunda, büyük hayal kırıklıkları ve depresyona kadar giden süreçler yaşanabiliyor
Şans oyunlarına büyük umutlar bağlamanın ve sonrasında yaşanan hayal kırıklığının psikolojik etkilerini Hisar Intercontinental Hospital’dan Psikolog Gülşah YAHŞİ’den dinledik…
Talihsizliğin Tüm Yıla Yayılacağını Düşünmek Gerçeklikten Uzak Bir Yaklaşım
Şans oyunlarına umut bağlamak, hayaller kurmak çok normaldir. Ancak ne derece umut bağlandığı, hangi noktadan sonra bu beklentinin kişi için bir problem haline geleceği konusu önemlidir. Yılbaşı çekilişi için bilet aldığınızı varsayalım, keyifli ve heyecanlı geçen gecenin sonunda ikramiye size çıkmadı. Sonuç belli olana kadar elbette ki umut etmiştiniz, hayaller kurmuştunuz; dolayısıyla çekiliş sonunda da hayal kırıklığı yaşamanız, bir nebze üzüntü hissetmeniz doğal. Ancak hissedilen bu üzüntüden kurtulmakta güçlük çekilirse sıkıntılar da eşzamanlı olarak büyümeye başlar.
Yeni yılın ilk gününde yaşananlar, sabahında hissedilen duygular kişide sanki tüm yıla yayılacak bir talihsizlik, önümüzdeki yılı hep o gece yaşanan hayal kırıklığının etkisinde geçirecekmiş hissi yaratabilir. Bu tamamen inanışla ilgidir. Günlerin önemi yoktur, her konuda olduğu gibi bu inanışta da, o güne yüklenen anlam önemlidir. Sanki yeni yılın ilk gününün bir sihri varmış gibi (saat 00.00 için de aynı şey düşünülür) o günü nasıl geçirirsek tüm yıl öyle geçermiş diye bir inanış vardır. Bu inanışa aldanmak ve tüm bir yıl üzerinde etkisi olacağını düşünmek gerçeklikten çok uzak bir yaklaşımdır. Bu inanca farklı bir açıdan bakmak daha mantıklı olacaktır, şöyle düşünülebilir; “Yeni yıla girerken ve yeni yılın ilk gününde kişi ne kadar rahat, huzurlu ve keyifli girerse geleceğe dair de o kadar umutlu, motivasyonu yüksek ve planlı olarak adımlar atar, dolayısıyla da iyi başlangıç iyi gelişmelere sebep olur”
Önemli olan nokta değişimin olumlu yönde olacağına dair kişinin kendine ve başarma gücüne olan inancıdır.
Hayale Bağlanmayı Yaratan İhtiyacın Büyüklüğü Hayal Kırıklığıyla Eşdeğer
Kişi, kendisine ikramiye çıksaydı neler yapacaktı ve çıkmadığı için ertelemek zorunda kalacağı şeyler neler? Bu gibi düşüncelere takılıp kalabilir. Bu noktada kişinin neden ikramiyeyi hayal ettiği ya da şans oyunlarına bel bağladığı önemlidir. Borç batağında olan ve sırf maddi sıkıntılarından kurtulmak isteyen kişi ile evindeki eşyalarını veya arabasını yenileme hayali kuran ve bir kişiyi tabiki eş değerde tutamayız. Hayale bağlanmayı yaratan ihtiyacın da bu hayal kırıklığınızdaki etkisi oldukça büyüktür. Ancak konu ne olursa olsun, piyango bir şanstır. Piyangonun çıkmaması hayatın sonu değildir. Kişi bu noktadayken “Piyango beni bu derece heyecanlandırmadan, öyle bir umudum bile yokken sıkıntılarımla nasıl baş edebildiysem, bundan sonra da edebilirim.” diyebilmelidir.
Bu gibi hayal kırıklığı yaşayan kişilerde üzüntü, umutsuzluk ve durgunluk görülebilir, çevresiyle iletişimde bir tavır sergileyip, sessizliği ve yalnızlığı tercih edebilir. Böyle durumlarda kişinin ailesi de durumun hassasiyetine önem vermeli ve durumun değerlendirmesinde dikkatli olmalıdır. Eğer kişi normalden farklı davranmaya başlamışsa, örneğin daha fazla yalnız kalmak istiyor ya da en ufak şeylere bile kolayca sinirlenebiliyorsa; özellikle zaman zaman da olsa ikramiye çıkmadığı için duyduğu üzüntüyü dile getiriyorsa bunlar dikkate alınmalıdır. Aile, kişiye öncesinde yaşanan sıkıntıları nasıl atlattığını hatırlatabilir, var olan sorunun bir tek ona özgü olmadığını, duyduğu üzüntüyü birçok kişiyle paylaşabiliyor olabileceğini hatırlatabilir. Kişinin sahip olduğu güzelliklerin farkına varmasını sağlayabilir. Önemli olan duyguları paylaşmak ve durumun çok normal olduğunu anlamak ve kabullenmektir.