Milletvekillerimiz iyi ki hantal

İsveç gibi Batı ülkelerinde meclis toplantıları çok sıkıcıdır.Gerilim yoktur; kavga, hele hele dövüşmek hiç yoktur. Seslerini bile yükseltmezler doğru dürüst. Mıymıy tartışırlar. En karşı oldukları görüşlerde, en sinirlendikleri anda bile söze “”Ben senin gibi düşünmüyorum. Çünkü…,”” diye başlar ve karşılarındakini ikna etmeye gayret ederler.

Dedim ya hiç eğlenceli değildirler. O ülkelerdeki parlamento toplantılarını izlerken uykunuz gelir. Sadece parlamento tartışmaları mı… Televizyonlardaki tartışma programları da öyledir. Fikirden başka bir şey yoktur. Bol bok demagoji de yaparlar elbette. Ama fikir şablonu ve nezaket sınırları içinde…

Dilek YARAŞ
Bizde öyle mi ya… Her tartışma ortamı yeni bir gerilime kapı açar. Milletin kendisini temsil etmesi için meclis çatısının altına gönderdiği, yurttaşlarına davranışlarıyla örnek olması gereken zatlar her an kollarını sıvayıp yumruklaşmaya başlayacak bir ruh haline sahiptir. Tartışma harlanınca küfürler ve hakaretler havada uçuşmaya başlar.

Eğlencelidirler. Sık sık haberlere konu olurlar. Reytinglere tavan yaptırırlar. Sayelerinde akan reklam gelirlerinden pay almazlar belki ama bu davranışları sayesinde en ipe sapa gelmez laflarını (!) dahi geniş kitlelere ulaştırmayı başarırlar.

Sakin duruşlu ve sağduyulu, ortak bir zeminde uzlaşmaya yarayacak görüşleri ifade eden vekillerin esamesi okunmaz. Onların varlığından bile haberdar olmayız. Kim en çok gürültü yapıyorsa onu tanırız.

Üstelik, o kadar kanıksamışızdır ki onların bu durumlarını, hararetli bir tartışma esnasında uslu uslu koltuklarında otursalar ve akıllı akıllı konuşsalar beden ve ruh sağlıklarından kuşkuya düşeriz. En azından orantısız gürültü yaparak kürsüdeki konuşmacıyı susturmalarını bekleriz ki canlı olduklarını anlayalım.

Vekillerimizin bu hallerinden üzüntü ve utanç duyanlar ise beterin beteri olduğunu düşünerek şükretsinler halimize ve “İyi ki bizim vekillerin çoğu göbekli, iri yarı ve hantal bir yapıya sahip,” desinler. Bu özellikleriyle meclis kürsüsüne tırmanamıyorlar, çekirgeler gibi oradan oraya hoplayıp zıplayamıyorlar hiç olmazsa.

Bizimkiler de Tayvanlı meslekdaşları gibi çevik olsalardı karşılaşacağımız manzaranın nasıl olacağını düşünsenize bir d

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir