Medya WikiLeaks sınavında
WikiLeaks tarafından yayımlanan belgelerde yer alan çoğu iddia ve duyum niteliğindeki bilgilerin yayımlanış biçimi yeni bir tartışma yarattı
“Belgelerdeki iddiaların doğruluğu araştırılmadan yayımlanması basın etiğine ne kadar uygun” sorusuna verilen yanıtlar şöyle:
Milliyet Gazetesi yazarı Derya Sazak: Benim de elime böyle bir belge geçse tereddütsüz yayımlardım. Birkaç gündür medyaya yansıyan belgelerde, özel hayata ilişkin üslup ve yolsuzluklar konusunda iddialarla ilgili daha fazla özen gösterilebilirdi.
Avrupa Gazeteciler Birliği Başkan Yardımcısı Doğan Tılıç: İki süzgeçten geçirilmeli: Gazetecilerin editoryal süzgecinden ve eleştirel aklın süzgecinden. Ergenekon çerçevesinde sızdıran ve Taraf gibi gazetelerce büyük iştahla kullanılan belgelere yaklaşırken de aynı şeyi söylüyorum. Fakat bir fark var: Bu belgelerin doğruluğu noktasında kuşku yok. ABD elçiliklerinin yazışmaları…
T24.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Doğan Akın: Belge yayımından önce, bu belgelerde etik problem var mı diye bakılmalı ve ayıklanmalı. Editoryal süzgeç olmalı.
Taraf gazetesi yazarı Alper Görmüş: Bu sadece ortaya çıkan devasa birşey. İddia, ‘iddia’dır Ve büyük iddialar gazeteciler için haberdir. İddialar manşete taşınacaksa eğer mahreci ve kaynağı belli olmalıdır. Ergenekon olayındaki haberle, WikiLeaks’te geçen Başbakan’ın İsviçre bankalarında parası olduğu iddiaları benzetilebilir. İddialar gücü oranında gazelerde yer bulmalı ya da o doğrultuda manşet yapılmalı.
Sabah gazetesi yazarı Yavuz Baydar: Gazetecilerin önemli hammaddelerinden biri de bilgi, belge, duyum, söylenti hatta dedikodudur. Ama bunların hammadde olarak ele alınması gerekir. Bunun mutlaka editoryal süreçten geçip haber olup olmayacağı incelenmeli.