Kızımız öpüşmez dediler
Ünlü yapımcı Abdurrahman Keskiner, Hülya Avşara 1983 yılında kuduz filminde oynaması için teklif götürdüğünü, annesi ve babasının da yanında gelerek Kızımız aşiret kızı filmde öpüşmez, soyunmaz dediğini ancak 15 gün sonra gazetelerin hafta sonu eklerine çıplak pozlar verdiğini söyledi.
Adana Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, bu gerçekleştirilen 19. Uluslararası Altın Koza Film Festivalinde Yaşam Boyu Onur Ödülüne layık görülen yapımcı Abdurrahman Keskinerin hayatını anlatan Apo Gardaş isimli bir kitap yayımlandı. Keskiner, kitap için 55 yıllık sanat hayatında yaşadıklarını tek tek anlattı. Keskiner 1983 yılında Kuduz filmini çekmek için kolları sıvadığını filmi yönetmesi için Yaşar Seriner ile senaryo yazarlığı içinse Sefa Önal ile anlaştığını belirterek, Filmde erkek oyuncu olarak da Tarık Akan ile anlaştım. Yönetmen ve senaryo yazaranı filmin çekileceği Osmaniyye götürerek mekanları gösterdim. Daha sonra ise filme kadın oyunca aramaya başladım. Kız oyuncu için o günlerde güzellik yarışmasına katılan ve bir şampuan reklamında oynayan Hülya Avşarın filmde oynamısı için karar kıldım. Daha sonra hemen Hülya Avşarı aramaya başladım. Reklam filmi çektiği ajansın sahibi ile görüştüm. Hülya Avşarın Ankarada yaşadığını ancak İstanbula geldiğini, buraya geldiği zaman haber vereceğini söyledi. Çok geçmeden beni aradı. Hülyanın İstanbula geldiğini söyledi. Ama görüşmek için Yeşilçama gelmek istemediğini söyledi. Ben de diledikleri yerde görüşebileceğimi söyledim dedi.
Keskiner, bir süre sonra bir otel ayarlayarak görüşmek için oraya gittiğini, görüşmeye Hülyanın annesi ve babasının da geldiğine dikkat çekerek şunları kaydetti:
Bir süre para konusunda konuştuktan sonra okumaları için senaryoyu verdim. Bu arada Hülyanın babası Celal Bey, Apo Bey buraya gelmeden önce bir araştırma yaptırdım. Sen bir aşiret çocuğusun ben de aşiret çocuğuyum, benim kızım öpüşmez, benim kızım soyunmaz, ona göre. Projen öyleyse kabul ederiz dedi. Ben de önce senaryoyu okumaları gerektiğini bu gibi konuları daha sonra konuşabileceğini söyleyerek oradan ayrıldım. Birkaç gün sonra senaryoyu ağlayarak okuduklarını kızlarını bana emanet olduğunu söyleyerek 60 bin liraya anlaşma yaptık. Hülyanın babası Celal Bey benden ricada bulunarak Biz Ankaradan geliyoruz, burada evimiz ve eşyamız yok, ev tutup eşya alacağız. Mümkünse parayı peşin verebilir misiniz? dedi. Ben de ihtiyaçları kadarını peşin verebileceğimi söyledim. 30 Haziranda Osmaniyeye çekimlere gideceğimizi söyleyip hazırlıklarını ona göre yaparsanız iyi olur dedim.
Varna Film Festivaline katıldıktan sonra tekrar Türkiyeye döndüklerini, Kapıkuleden giriş yaptıklarını anlatan Keskiner, Ben de Türkiyede neler olmuş diye birkaç gazete alıp bakmak istedim. Aldığım gazetelerin birinin hafta sonu ekinde bir de baktım ki Hülya Avşarın boy boy resimleri var. Hem de açık resimleri. Üstelik de bir filmde başlamış. Bu ne iştir diye İstanbula geldiğimde hemen Hülyanın babası Celal Beyi aradım. Celal Bey bu ne iş hani biz aşirettik bizim kız soyunmaz öpüşmezdi dedim. O da yarın gelip görüşebileceğini söyledi. Ertesi gün Celal Bey geldi Apo bey bizim kızı kandırıp mukavele imzalatıp soyup oynatmışlar bizim bundan hiç haberimiz yok dedi. Ben de Celal Bey bu kız senden habersiz tuvalete bile gitmiyor nasıl olur/ dedim. O yine ısrarla Benim haberim yok. Kandırmışlar kızımı deyince ben Bugün ayın 26sı mukaveleye göre 30unda filme başlayacağız, kendinizi ona göre ayarlayın dedim tamam deyip gitti. Ertesi gün Celal Bey bana yeniden gelerek 100 bin lira daha istediğini söyledi. Size başka para vermem biz mukaveleyi yaptık dedim. Verirdin vermezdin diye tartışırken sinirlenerek Paramı verin kızınızı filmde oynatmıyorum dedim. Celal Bey yeni ev tuttuklarını ve eşya aldıklarını paralarının olmadığını söyledi. Ben de Kiminle mukavele yaptıysanız onlardan gidin parasını alın dedim. Hülya Avşarı bu vesileyle filmden oynatmaktan vazgeçtim. Ancak paramı da alamıyorum. Uzun bir uğraştan sonra bir oyunla Hülya Avşarın babasından paramı aldım. Filmde ise Necla Nazırı oynattım diye konuştu.
İHA