HPV virüsü vulva kanserini tetikliyor
Vulva kanseri daha çok menopoz sonrası kendini gösteriyor
Rahimağzı, yumurtalık ve rahim kanseri gibi jinekolojik kanserler arasında yer alan vulva (dış genital bölge) kanseri, başarılı bir tedavi uygulamasını destekleyecek şekilde erken evrede belirti veriyor. Çoğu zaman menopoz sonrası dönemde karşılaşılan vulva kanserinden korunmak için nelere dikkat etmek gerekiyor?
Jinekolojik kökenli kanserlerin yüzde 3’ünü oluşturan vulva kanseri, daha çok menopoz sonrası 60 yaşın üzerindeki kadınlarda görülse de, daha genç yaşlarda da rastlanabiliyor. Yapılan araştırmalarda ve karşılaşılan vakalarda vulva kanserine daha çok HPV enfeksiyonunun neden olduğunu önemle vurgulayan Neolife Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Gonca Saraç, “Vulva; kadın genital bölgesinin, idrar yolu ve vajinal açıklığın etrafını saran, klitorisle birlikte iç ve dış dudakları içine alan dış yüzey olarak biliniyor. Genellikle kaşıntılı bir şişlik veya yara şeklinde kendini gösteren vulva kanseri; vajinada ağrı, geçmeyen kaşıntı, hassasiyet, adet dışında kanama, deride renk değişikliği ve siğil benzeri çıkıntılar ile de ortaya çıkabiliyor. Vulva kanserlerinin büyük çoğunluğu, bu bölgeyi oluşturan cilt yüzeyinden, bir kısmı da pigment üreten hücrelerden ve bez yapılarından kaynaklanıyor. Vulva alanında, anormal kanama, yanma, kaşınma ve ağrı şeklindeki belirtilere rastlandığında hastalığın erken teşhisi için mutlaka doktora başvurmak gerekiyor.” diyor.
Düzenli jinekolojik kontrolün önemini vurgulayan Saraç, hastalığın görülme riskini artıran faktörleri de şu şekilde sıralıyor:
• Yaş: Vulva kanseri her yaşta görülse de, yaşın ilerlemesiyle birlikte risk artıyor.
• HPV (Human papilloma virüs): HPV; cinsel yolla bulaşan, başta rahimağzı ve vulva kanseri olmak üzere çeşitli hastalıklara zemin hazırlayan bir enfeksiyon. HPV enfeksiyonu genellikle kendiliğinden düzelse de, bazı durumlarda kansere dönüşen hücresel değişikliklere neden olabiliyor. Vulva kanserlerinin yüzde 50’si yüksek riskli HPV ile enfekte olan kişilerde görülüyor. HPV zemininde gelişen vulva kanserlerine, genç hasta grubunda daha fazla rastlanıyor.
• Sigara: HPV ile enfekte olan kişiler arasında, kanser gelişme riski sigara içenlerde daha fazla bulunuyor.
• HIV (Human Immunodeficiency Virüs): HIV bağışıklık sistemini zayıflatarak HPV enfeksiyonlarına yatkınlığı arttırabiliyor.
• Vulvanın prekanseröz lezyonu: Vulvanın prekanseröz lezyonları, her zaman kansere dönüşmüyor; ancak az da olsa bir kısmı ilerleyerek vulva kanserine dönüşebiliyor. Bu nedenle vulvadaki lezyonların temizlenmesi öneriliyor.
• Cilt problemleri: Vulva cildinin incelmesi ve kaşıntısı ile kendini belli eden liken skleroz gibi durumlar vulva kanseri riskini arttırıyor. Liken sklerozu olan kadınlarda, vulva kanseri görülme oranı yüzde 4 olarak biliniyor.
• Diğer genital kanserler: Rahim ağzı kanseri görülen kadınlarda, vulva kanseri gelişme riski daha yüksek.
• Melanom: Vücudun diğer yerlerinde melanomu olan veya ailesinde melanom öyküsü olan kadınlarda, vulva melanomu gelişme riski daha fazla.
Vulva kanseri önlenebilir mi?
HPV enfeksiyonuna karşı mutlaka önlem alınması gerekiyor. Cinsel ilişkinin genç yaşta başlaması ve cinsel partner sayısının artması ile HPV’ye maruz kalma riski artıyor. Kadının tek cinsel partneri olsa da, eşinin daha önce birlikte olduğu kişi sayısının fazla olması veya eşinin sünnetsiz olması yüksek HPV bulaşma riski taşıyor. Bu nedenle prezervatif kullanımı HIV bulaşmasına karşı koruyor ve HPV riskini belli ölçüde azaltıyor. En yüksek riskli HPV tiplerine karşı bağışıklanmayı sağlayan aşıların, genç kızlarda ilişki dönemi başlamadan uygulanması tavsiye ediliyor. Sigara içmemek ve düzenli muayene olmakta vulva kanserinin erken teşhisinde ve hastalığın önlenmesinde büyük önem taşıyor.