Hayati ihtiyaç uyku!

Birçok araştırma, insan beyninin uykuya duyduğu ihtiyacı ortaya koymuştur

Ağrı, uyarıcı göreviyle birlikte çoğu zaman insanların hayatını zindana çeviren bir duyudur. Bu duyunun bizi en çok etkilediği alanlardan birisi de kaslardır. Kaslar, iskelet sistemini kaplayarak sadece hareketi değil aynı zamanda ayakta durmamızı sağlar ve organlarımızı korur. Ancak zaman zaman kaslarda kulunç dediğimiz kilitlenmeler olur. Hastalar bu kilitlenmeler nedeniyle uyumakta zorlandıklarını söyler. Hatta dokundukları zaman kulunçlardan tıkırtı şeklinde ses geldiğini ifade ederler ki doğrudur. Tıp dilinde buna ‘krepitasyon’ denir. Bu hastalığa myofibrozit, fibrozit, myofasial ağrı sendromu da denilmektedir. Hastalığın en önemli sebepleri arasında stres ve de kötü vücut duruşu (postür) yer almaktadır.

Uyku kalitem bozuldu

Birçok araştırma, insan beyninin uykuya duyduğu ihtiyacı ortaya koymuştur. Hatta uykusuzluk ölümcül hastalıklara sebep olmaktadır. ‘Fatal familial insomnia’ yani ‘ailesel ölümcül uykusuzluk’ hastalığında hiçbir uyku ilacı fayda vermemekte, uyku sırasında insan vücudunun gerçekleştirdiği biyolojik olaylar engellendiği için bu hastalar bir sene gibi kısa bir sürede kaybedilmektedir. İnsan uykusu çeşitli bölümlerden oluşmaktadır.

REM uykusu dediğimiz bölümde gözler hızlı bir şekilde hareket etmekte, insan beyni hafızasını tazelemekte ve rüya görmektedir. Non-REM’de (REM olmayan uyku) ise büyüme hormonları ve serotonin gibi çeşitli hormonlar salgılanmaktadır. Bu uyku tipi çocuklarda gelişimi olumlu yönde etkilemektedir. Belki de atalarımızın “Uyusun da büyüsün” sözü buradan gelmektedir. Yine sentezlenen diğer hormonlar sonucunda kişilerin depresyona girmeleri engellenmektedir. Özellikle az uyuyan kişilerde depresyona eğilimin de arttığını gözlemlemekteyiz. Uyku bozukluğunun bir diğer sonucu ise kasların kronik olarak oksijensiz kalmasıyla ortaya çıkan, Fibromyalji Sendromu dediğimiz, yumuşak kas romatizmasının tetiklenmesidir. Sendrom birbirleriyle ilişkisiz gibi görünen, ancak bir araya geldiklerinde tek bir hastalık olarak kendilerini gösteren şikayetler ve bulgular bütünüdür. Fibromyalji Sendromu çoğu zaman kronik yorgunluk sendromu ve depresyonla karıştırılmaktadır. Aslında bu hastalıklar tıpkı kesişen kümeler gibi birlikte ortaya çıkabilir. Yapılan son bilimsel çalışmalarda sinirsel bağırsak sendromu, migren, mitral kapak yetmezliği, sistit, huzursuz bacak sendromu, çeşitli alerjiler, anksiyete, akciğer hastalıkları, tiroid hormon düzensizlikleri, çeşitli romatizmal hastalıklar, premenstrüel sendrom ve hafıza problemlerinin fibromyalji sendromuna eşlik edebileceği kanıtlanmıştır.

ÇALIŞAN GENÇ KADINLAR DAHA ÇOK ETKiLENiYOR  

ABD’de yapılan bir araştırmada toplumun yüzde 2’sinde Fibromyalji Sendromu’na rastlandığı, bunun yüzde 3.4’ü kadınlarda, yüzde 0.5’i erkeklerde görülmekte. Hastalığa, kadınlarda erkeklere göre 7 kat daha sık rastlanmaktadır. Özellikle genç kadınlarda izlenmesinin nedenleri arasında ise hormonal değişimler ve stresle baş etmede zayıflık ön planda düşünülmektedir. Yaygın ağrı şikayetlerinin altı aydan uzun sürmesi biz hekimleri Fibromyalji Sendromu tanısına yakınlaştırır.

EGZERSiZiN FAZLASI ZARAR 

Fibromyalji Sendromlu hastalara egzersiz yapmaları önerilir, ancak bu egzersizin dozu çok önemlidir. Egzersizin dozunu kaçıran hastalarda şikayetler artar. Bu nedenle egzersiz programının fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanları tarafından düzenlen- mesi ve takip edilmesi gerekir. Araştırmalar lokal sıcak tedavilerinin de Fibromyalji Sendromu’nda etkin olduğunu saptamıştır. Özellikle bu hastalıktan yakınan kişilerin soğuktan kötü bir şekilde etkilendikleri de tespit edilmiştir. Bu hastalar da davranışsal tedavilerin kalıcı iyileşme sağladığı da elde edilen sonuçlar arasındadır. Antidepresan kullanarak semptomları baskılamak yerine psikoterapi, daha zorlu ancak amaca daha iyi hizmet eden bir tedavi şeklidir.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir