Gelin geldiği köyde, patron oldu
İstanbuldan eşinin köyü olan Kırklareli Beypınara taşınan Esra Özdin, Tarımda Kadın Girişimciliğinin Güçlendirilmesi programı kapsamında başladığı kaz yetiştiriciliği ile kendi işinin patronu oldu. Özdin: Ben İstanbulda doğdum ve büyüdüm. 18 yıl önce köye geldim, bana şu anda herkes gıpta ediyor, şehirden gelip de köy hayatına alışmak benim için kolay oldu. Ben artık köy ekmeği yapıyorum, bahçemde domates, biber yetiştiriyorum, bir de kaz yetiştirerek iş kadını oldum dedi.
AA
İstanbuldan eşinin köyüne dönen Esra Özdin, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından başlatılan Tarımda Kadın Girişimciliğinin Güçlendirilmesi programı kapsamında başladığı kaz yetiştiriciliği ile kendi işinin patronu oldu.
Bundan 19 yıl önce İstanbulda tanıştığı eşi Necmi ile evlenen Esra Özdin, 17 Ağustos depreminden sonra Kırklarelinin Beypınar köyüne taşınmaya karar verdi.
Aile bütçesine katkı sağlamak amacıyla uzun süredir kaz yetiştirmeyi düşünen ancak yeteri kadar sermaye bulamayan Özdin, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından başlatılan Tarımda Kadın Girişimciliğinin Güçlendirilmesi programı kapsamında hayallerini projeye döktü.
Hazırladığı proje ile 30 bin lira destek almaya hak kazanan Özdinin Kazı Kazan projesi 2015 yılında Türkiyede birinci olarak seçildi.
Başarı öyküsü ile kısa sürede herkesin takdirini toplayan Özdin, yılda yetiştirdiği 350 kaz ile hem aile bütçesine hem de köyünün ekonomisine katkı sağlıyor.
Köy hayatı ile hayallerimi gerçekleştirdim
Özdin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbuldan köye taşınırken yakın çevresindekilerin Sen İstanbulda doğdun, köyde yapamazsın gibi düşüncelere hiçbir zaman kapılmadığını söyledi.
Köyde yaşamaktan çok mutlu olduğunu belirten Özdin, üç kaz ile başlayan hayallerinin büyüdüğünü belirtti.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından başlatılan Tarımda Kadın Girişimciliğinin Güçlendirilmesi programı ile hayallerini yerine getirdiğini ifade eden Özdin, Yılda 350 adet kaz yetiştiriyorum. Bunların hepsini köyümüze gelen yerli ve yabancı turistlere yemek şeklinde sunuyorum. Şu anda inanılmaz bir müşteri potansiyeli var. Önümüzdeki yıl üretim kapasitesini arttırmayı hedefledim. Özellikle Bulgaristan, Kırklareli ve İstanbuldan gelen siparişlere yetişemiyoruz. Ben İstanbulda doğdum ve büyüdüm. 18 yıl önce köye geldim, bana şu anda herkes gıpta ediyor, şehirden gelip de köy hayatına alışmak benim için kolay oldu. Ben artık köy ekmeği yapıyorum, bahçemde domates, biber yetiştiriyorum, bir de kaz yetiştirerek iş kadını oldum. şeklinde konuştu.
Projesi ile aile bütçesine katkı sağlamanın mutluluğunu yaşadığını vurgulayan Özdin, hem çocuklarına, hem köydeki kadınlara rol model olmaya çalıştığını ifade etti.
Projesi ile köylerinin isminin de duyulmaya başladığını dile getiren Özdin, şöyle devam etti:
Bu proje ile köyümüzün kaderi değişti. Sadece kadın olarak sadece eş, anne olarak değil bizim de kültürel, sosyal, ekonomik alanda bir yerimizin olduğunu kanıtlamak istiyorum. Köyde yaşayan kadınların beni örnek almalarını istiyorum. Köy hayatı çok da zor değil. Beni izleyen gören herkes görecek ki başarılı işlere imza atacağım.
Özdinin eşi Necmi Özdin ise eşinin başarısıyla gurur duyduğunu bildirdi.
Kadınların elinin değdiği her işte bir başarı ve istikrar olduğuna inandığını belirten Özdin, evdeki rollerinin değiştiğini, eşinin patron kendisinin de yardımcısı olduğunu aktardı.