G noktanızı hassaslaştırın

Dolgu maddeleri ilk olarak yüz bölgesi gençleştirmede tüm dünyada kullanılmaya başlanmış ve hızla popüler olmuş bir yöntem.

Kullanım kolaylığı ile kadınları cezbetmiş ayrıca günlük hayattan kopmadan yaptırabilmeleri nedeniyle de vazgeçilmez kılmıştır. Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Gülay Boztosun, dolgu maddelerinin sadece yüz bölgesinde de değil cinsel estetikte de kullanılmaya başlandığını belirtiyor ve sözlerine devam ediyor:

Bütün bunların yanında kültür ortamında birebir deriye ait bir yapının üretilmesi ve istenilen kıvamda dahi üretilebilmesi ve hatta kullanım süresini belirlenebiliyor olması en önemli avantajıdır. Kalıcılık süresi kişilere göre değişiklik göstermeden her kişide aynı sürede kalmaktadır. Günümüzdeki teknolojik gelişmeler ile gelinen nokta biz doktorların işini de kolaylaştırmıştır ve hastalar kullanılan dolgunun içinde kendilerine ait materyalin bulunması daha güvenilir gelmektedir ve hastaya ortalama bir süre vermekte yine uygulama öncesi endişeleri en aza indirmiştir.

Dolgu ilk uygulama zamanından günümüze gelene kadar pek çok alanda denenmiştir. En popüler bilinen uygulamalar arasında; çizgileri silmek, çukurları gidermek, yüze volüm kazandırmak, el sırtını gençleştirmek ve çöken kemik kıkırdak yapıların yerine benzer doku yapmak yer almaktadır. Son günlerde bir alanda daha uygulanmaktadır ki; G noktası hassaslaştırma… Bu uygulama kısa zamanda sonuç vermekte ve sonuçları hastaları memnun etmektedir. Öyle ki hastayla aranızdaki iletişim ve güven duygusu da artmaktadır. Türkiyede cinsel konularda konuşmak ayıp ya da günahtır sorunlarınızı meraklarınızı kendi kendinize bile itiraf edemezsiniz. İtiraf edilen problemlerin çözümü de en yakın da bulunan komşu ve/ veya yakın arkadaşla ıkına sıkına paylaşılır. Bu durumda ise, o kişide bu konuda bilge kişiymiş gibi kendisi de duyduğu işittiği doğru/ yanlış şeyleri aktaracaktır. Doğru nedir neye göre doğrudur, her toplumda doğrumudur, yanlış nasıl yanlış olur, kim belirler yanlışı? Bizim gibi müslüman ülkelerde bu tür sorunların konuşulması hala her kesimde hoş karşılanmaz.

Bu tür tabuların kısmen de olsa yıkılışı bu konularda konuşma ortamlarının oluşması belki de 1970lerde oluşan özgürlük akımıyla başladı. Daha sonra çeşitli yazarların bu konuda yazdıklarıyla medya gündeminde bu konular işlendi. Bütün bunlara rağmen hala yazarların çoğu bu konularda yazmaktan çekinmektedir. Özellikle kadın yazarlar bu konuda çok çekimser olabilmektedir. Medyada kadın şiddeti, iş hayatında kadınların sorunu, kadının özel hayatındaki sorunlar ele alındı irdelendi çözümler arandı. Böylece zamanla kadının mutluluğu, evliliği ve cinsel konuların konuşulmasına kadar gelindi. Bu konularda konuşmak yazmak sorun yaşayan bir çok insanın yönlenmesini ve doğruyu kimde, nerde arayacağını öğrenmesini sağladı.

G noktası nedir, nerdedir ve gerçek midir? G noktasının cinsellikteki önemi son 10 yılda artan bir şekilde tartışılmaya başlanmıştır.

Peki bu son günlerde de konuşmaya başlanan Gräfenberg noktası ya da kısaca G-noktası nedir? Kadınlarda G noktası özetle vajinanın ön yüzünde, symphisis pubis ile serviks arasındaki yarı yolda yerleşiktir.

İlk defa 1944 yılında Alman bilim adamı jinekolog Ernst Gräfenberg tarafından tanımlanmıştır. G noktası adını 1982 yılında Alice Kahn Nadas “The G-Spot and Other Recent Discoveries About Human Sexuality” kitabında kullanmıştır. Ernst Gräfenberge atfen isimlendirilmiştir. G noktasının aşırı şekilde erojen olduğu ve kadın orgazmının sadece klitorisden değil ayrıca G-noktası tarafından da çok güçlü bir şekilde tetiklenebileceği iddia edilmektedir. Vaginal orgazm için G-noktasının uyarılması gerektiği düşüncesi vardır.

G noktası nerededir ? os pubis kemiğinin arkasında üretrayı çevreleyen duyarlı bir genital bölge. Ya da vajinanın ön duvarında girişten sonraki yolun 1/3lük kısmının sonunda ( vajina girişinden yaklaşık 3- 4 cm sonra) temas etmenin mümkün olduğu saat 10 ila 13 arasında bir alanda bulunan bir bölgedir. Daha da önemlisi G noktası kadının en erojen bölgesi, yani en çabuk ve kolay uyarılan bölgesi olarak kabul edilmektedir.

G noktasının yeri ve var olup-olmadığına dair geçmişte spekülasyonlar oldu. Erkekte bulunan prostatla aynı bölgede kadının prostat bezi (Skene bezi) (ya da erkeklerin g noktası) olduğu düşünülen bu alanda, üretraya prostatik asit fosfataz salgılayan bir salgı bezinin bulunduğu düşünüldü. Zaman zaman salgı o kadar bol miktardaydı ki kadınlar orgazm sırasında boşalıyor gibi görünmekteydi. Kadınlarda boşalma ile ile ilgili olduğu düşünülen bu sıvı incelendiğinde bu sıvının prostatik sıvı değil idrar olduğu ispatlanmıştır. G noktası ( g point ) uyarılması ile önceleri idrar yapma isteği belirir ki iyi bir vajinal orgazm için kadınların bir süre buna dayanması gerekir. Normalde idrar kaçırma problemi olmayan kadınların orgazm sırasında idrar kaçırması olağandır. Bu bayanlarda sık karşılaşılan bir durumdur ve medikal girişim gerektirmemektedir.

Bu bölgenin klitoris gibi tam bir lokalizasyonu yoktur kadından kadına değişmektedir ve hatta farklı yazarların farklı oranları bulunmakla beraber ortalama % 30- % 40 arasında kadında bu alan daha ince oluğu için g pointin olmadığı söylenmektedir. Bütün bunlar başta doktorların, kadın ve erkeklerin kafası karıştırmaktadır ve böyle bir alanın olmadığı düşüncesine neden olmaktadır. Bu durumda g noktası nerede olduğunu araştırmayı daha anlamlı kılmaktadır. “International Journal of Sexology” isimli dergide yayımlanan Dr. Ernest Gräfenberg tarafından yazılan makalede kadınlardaki vajina ön duvarında bulunan hassas ve haz veren bir bölgeden bahsedildi. Ama aslında Gräfenberg yazdığı makalesinde bu hassas bölgeden farklı bir anatomik bölge olarak söz etmemiştir. Vaginal orgazmda derin baskıya son derece hassas bir bölge olduğundan bahsetmiştir.

Şöyle ki, vajinal orgazm esnasında G Noktası olarak bilinen bölgenin uyarılabilmesi için, kadının hali hazırda cinsel yönden uyarılmış ve istekli olması gerekir. Öncelikle, uyarma derinlemesine, uzun süreli ve iyice bastırarak yapılmalıdır. İlk önce zevke eşlik eden ve rahatsızlık verecek düzeyde bir idrar yapma isteği hissedilebilir.

Uyarmaya devam edildiği takdirde bu duygu ortadan kalkar ve yerini tamamen zevke bırakır. Bir süre sonra, kadında yoğun bir orgazm ve buna eşlik eden ejakülasyon görülür.

Asya ülkelerinde ise şehvet noktası olarak bilinmektedir. Esasen G-noktası en soğuk kadını bile seks tutkunu haline getirebilecek bir mucize olarak biliniyor. Bu noktanın özelliği saatlerce erotik haz sağlayabilecek, cinsel açıdan bir kadının en hassas olduğu yer olması.

G-noktası uyarılan kadınların sekse karşı uzun saatler boyunca bitmek tükenmek bilmeyen bir istek duyacağı söyleniyor. 2009 yılında LAquila Üniversitesi tarafından yapılan araştırma ile varlığı resmen tespit edilen G noktası ne yazık ki her kadında bulunmamaktadır. Araştırma vajina orgazmı olduğunu söyleyen ve olmadığını söyleyen kadınlar üzerinde yapıldı. Bu kadınların doku farklılıkları olduğu ve vajina orgazmı olan kadınların vajina ile idrar yolu arasındaki ayrım duvarının daha geniş olduğu tespit edildi, bu dokunun da vajina orgazmı yaşanmasında etkin olduğu görüldü. Ancak genel olarak g-noktasının vajinanın ön duvarına yaklaşık 2.5 santim büyüklüğünde bir yer olduğu biliniyor. Nokta kelimesi, Almanca terimin tam karşılığı. Ancak gerçekte g-noktası bir nokta olmaktan çok bir bölge.

Bu bulgu bugüne kadar orgazm olmayan kadınların suçluyu aramasına gerek olmadığını ispatlamıştır. Çünkü bu kalın dokuya sahip olmayan kadınların vajina orgazmı olma şansı da bulunmamaktadır ve bu kadınların sadece kilitorislerinden uyarılarak orgazma ulaşma şansı bulunmaktadır.

G noktası bölgesi kalın olan kadınlarda orgazmın daha kolay olduğu ispatlanmıştır. Bu sonuçlardan yola çıkılarak bu alanı genişletebilmek ya da dolgunlaştırabilmek için bu bölgeye çeşitli madde enjeksiyonları denendi ve nihayetinde kollajenin en başarılı dolgu maddesi olduğu tespit edildi.

G Noktası Enjeksiyonu

Konumu itibarıyla cinsel ilişki esnasında yeterli bir şekilde uyarılamadığı için, genelde bir çok kadının bu erojen noktadan habersiz bir şekilde yaşadığı iddia edilir. Uyarı için en iyi yol, dolgu maddesi enjeksiyonlarıdır.

Amerika başta olmak üzere Avrupa’da çok uygulanan bir tedavidir.

Cerrahi olmayan, doktor tarafından uygulanması gereken, cinsel yönden aktif kadınlarda, geçici ve basit bir tedavi yöntemidir. Bu tedavi için bir kollajen türü kullanılır. Kollajen laboratuvarda çeşitli mühendislik teknikleri ile dikkatlice üretilir ve saklanır, kullanıma hazır enjektörler halinde hekime ulaştırılır. Bu ürün FDA onaylıdır, biyolojiktir ve diğer kollajen türlerinin aksine alerji ya da deri testine gerek olmadan kullanılabilir. Yapılan pilot çalışmada enjeksiyon yapılan 10 kadının 9unda cinsel uyarılmada artış izlenmiştir (g noktası orgazmı) ve etkisi ortalama 4 ay sürmektedir.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir