Futbol dünyada nerede doğdu?
Futbol ilk dönemlerinde belli bir kuralı olmadan oynanan bir oyundu.
Oyuncu sayısı sınırlaması olmadan iki köy halkı birbiriyle tarlalarda, meydanlarda kafa göz kırarak, hatta evleri bile yıkarak mücadele ederdi. 19. yüzyılda Londra kulüp kaptan ve temsilcileri bir barda toplanarak Football Association’ı kurmalarından sonra futbolun ilk kuralları olan Cambridge Kuralları tespit edildi. Cambridge Kuralları, futbola İngiliz damgasının vurulmasına sebep oldu.
Futbol İstanbul’da 1880’lerde oynanmaya başladı
Futbol 19. yüzyılın son çeyreğinde Türkiye’de de oynanmaya başladı. Ülkemize futbolu getirenler yabancılardı. İlk olarak İzmir ve Selanik gibi şehirlerde oynanan futbol 1880’lerde İstanbul’da da oynanmaya başlandı.
İstanbul’da oturan yabancılar ve gayrimüslim Osmanlı vatandaşları, Kadıköy ve Moda’da futbol oynadılar. Fenerbahçe’nin kuruluş yeri olan Kuşdili Çayırı, futbolun İstanbul’da ilk oynandığı yerdi. Yabancılar ve gayrimüslim Osmanlı vatandaşları hafta sonları ailece Kuşdili Çayırı’na veya İstanbul’un mesire yerlerine gidiyor, hem eğleniyor hem de çayırda futbol oynuyorlardı. Ancak zaman Sultan İkinci Abdülhamid dönemi olduğu için futbol sıkı bir takip altındaydı. Osmanlı güvenlik görevlileri futbol oynayanları sıkı sıkı takip edip, durumu merkeze bildiriyorlardı.
Türk futbol tarihi yazılmamıştır. Bunun da sebebi arşiv ve kütüphanelerde araştırma yapılmadan futbol tarihimizin sadece kulaktan dolma bilgilerle anlatılmasıdır. Ülkemizin önde gelen tarihçilerinden Prof. Dr. Vahdettin Engin ile yaptığımız ve yakında yayınlayacağımız araştırmamız futbol tarihimizi belgeler ışığında aydınlatacak.
Osmanlı Arşivleri’nde, futbol oyununa dair tespit edebildiğimiz ilk belge 23 Kasım 1890 tarihlidir. Belgede, Moda’da ikamet eden İngiliz uyruklu Mösyö Witt’in oğullarının nezareti altında, 20-25 kadar genç İngiliz’in önceki yıllarda olduğu gibi futbol oynadıklarından söz ediliyor. Belgede “önceki yıllarda olduğu gibi” kavramının epeyce kullanılmış olması, 1890 yılından önce de yabancıların kendi aralarında futbol müsabakaları tertip ettiğini gösteriyor.
Kalelere kapı dediler
İngilizler başta olmak üzere çeşitli milletlerden yabancılar, özellikle İstanbul’un Anadolu yakasındaki muhtelif yerlerde futbol oynadılar. Kuşdili Çayırı, Göksu Çayırı, Küçüksu Çayırı futbol için tercih edilen yerlerdi. Futbol oynamak için 100 kişi civarında insanın bir araya toplanması yetkilileri rahatsız etmişti. Özellikle Üsküdar Mutasarrıflığı futbol oynamaya gelenleri takip edip, merkeze rapor sunmuştu.
Osmanlı görevlileri oynanan oyunu, “İki tarafı kapı şeklinde konulmuş ve etrafına set çekilmiş bir daire içinde lastikten yapılmış bir top ile oyun oynadılar” şeklinde tarif etmişlerdi.
Kandilli, Tarabya, Bebek, Beyoğlu, Kadıköy ve Moda gibi yerlerde ikamet eden kişiler, İngiliz Elçiliği personeli, İngiliz, İtalyan, Fransız ve Rum okullarının öğrencileri futbol oynamaktaydı. Futbolun Türkiye’deki İlk günlerinde Türkler fazla görünmedi. 1890’lı yılların sonuna doğru Türkler de futbol oynamaya başladılar. 1904’te İstanbul Futbol ligi kurulup maçlar yapılmaya başlandı.
Jandarma nezaretinde maç
Futbol oynamaya gelenlerin hangi zamanlarda oynadıkları tespit edilip, ona göre önlem alınmıştı:
“Kadıköy sakinlerinden Banker Mösyö Duka Depikali ve Banker Mösyö Edvard ile kadın erkek yüz kişinin dün yerel saatle beş buçuk sularında istimbotla Göksu iskelesine çıktıkları görülmüştür. Bu kişilerin Göksu Çayırı’nda top oynayarak vakit geçirdikleri ve akşam ezanından bir saat önce Kadıköy’e geri döndükleri Jandarma raporundan anlaşılmıştır. Yapılan araştırmada bu kişilerin bundan sonra da her cumartesi Göksu’ya gelip top oynayacakları belirlendiğinden, herhangi bir olumsuzluğun cereyan etmemesi için gereken dikkat gösterilmektedir. 10 Temmuz 1897
Üsküdar Mutasarrıfı.”
Futbol oynayanlar her hafta düzenli olarak takip edildi
Futbol oynayanlar yabancı olunca bir müdahale yapılmamış ama düzenli olarak Üsküdar Mutasarrıflığı tarafından takip edilip, merkeze rapor edilmişti:
“Dün Beyoğlu ve Moda İngiliz muteberanından yüz kişi aileleriyle birlikte Kuşdili Çayırı’na gelmişler ve mutad olduğu üzere lastikten yapılmış top oyunuyla iştigal edip akşam saatlerinde dağılmışlardır. Bu sırada zabıta gereken tedbirleri almıştır. Bilginize sunulur. 17 Ağustos 1901
Üsküdar Mutasarrıfı.”
Zaptiye Nezareti’nin futbol oynayanları takibatı
Futbolun İstanbul’da oynanmaya başlanmasıyla ilgili ilk bilgi Zaptiye Nezareti tarafından hazırlanan bir takibat kaydıdır:
“Kadıköy Moda’da ikamet eden İngiltere Devleti tebaasından Mösyö Vitek’in oğullarının nezareti altında olmak üzere İstanbul’da oturan 20-25 kadar genç İngiliz’in geçen yıllarda olduğu gibi dünkü cumartesi günü de Kuşdili Çayırı’nda toplanarak iki tarafı kapı şeklinde konulmuş ve etrafına hat çekilmiş bir daire içinde lastikten mamul top ile oynadıkları görülerek olay soruşturulmuştur.
Yapılan tahkikatta, oyunun yardımsever İngilizler tarafından mektepler yararına düzenlendiği, bu vesileyle toplanacak yardımın, İngiliz delikanlılarının oynadığı oyun kim tarafından kazanılırsa onlar tarafından mekteplere bağışlandığının kabul edileceği anlaşılmıştır. İngilizler’in, bu maç yapılana kadar her cumartesi günü toplanıp talimlerine devam edecekleri de öğrenilmiştir. Üsküdar Mutasarrıflığı esas maçın ne zaman yapılacağını, ne miktar para toplanacağını ve hangi mekteplere dağıtılacağını da araştırmaktadır. Bütün bunlar yaşanırken herhangi bir uygunsuzluğun meydana gelmemesi için tedbirler alınması ve gelişmelerin Zaptiye Nezareti’ne bildirilmesi gerekmektedir. 23 Kasım 1890.”
Futbolun kurallarını İngilizler koydu
Futbol denince aklımıza hemen bu sporun anavatanı İngiltere gelir. Ancak futbol İngilizler’in icat ettiği bir oyun değildir. İngilizler, ilk futbol kurallarını tespit ettikleri için futbol İngilizler’le özdeşleşmiştir.
Futbolun anavatanı Çin’dir
Baruttan, matbaaya birçok icatta olduğu gibi futbolun da ilk oynandığı yer Çin’dir. Çinliler, M.Ö. 4 binli yıllarda içi tüyle dolu bir topla futbol oynuyorlardı. Kıta Avrupa’sında Galya’da, yani Fransa’da “seault” ismiyle gördüğümüz bu oyun, Fransızlar’ın 11. yüzyılda adayı işgaliyle İngiltere’ye gitti.