Fobiler yaşam kalitesini etkiliyor

Ortalama 10 yaş civarında ortaya çıkan fobiler, kadınlarda erkeklere göre iki kat daha fazla görülüyor ve tedavi edilmediğinde kişinin yaşamını ciddi şekilde olumsuz etkiliyor.

Kişinin korku duyduğu durum veya nesneden kaçınması, görmezden gelmesi; kişisel sağlık problemleri, arkadaşlar ve aile gibi sosyal çevre ile sorunlar yaşaması, hatta okul başarısızlığı ve iş kayıplarına kadar gidebiliyor.

Bir durum, eylem veya nesneden kişinin kaçınmak isteyecek derecede duyduğu korku olarak nitelendirilen fobi, 3 ana sınıfa ayrılıyor. Toplum önünde konuşmak, yeni kişilerle tanışmak, buluşmak veya diğer sosyal ortamlardan korkmak “sosyal fobi”, dışarıda olmaktan korkmak “agorafobi”, belli nesne veya durumlara karşı duyulan fobi ise spesifik korkular olarak tanımlanıyor.

Neolife Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Bora Telaferli, “Bilinen özgün bir neden olmamakla birlikte, fobilerin ailesel özellik gösterdiği, kültürden ve yetiştirilme tarzından etkilendiği ve bir dizi farklı yaşam olayı ile tetiklenebildiğini söyleyebiliriz. Fobileri bulunan kişilerin birinci derece yakınlarında da fobi görülme olasılığı, aile öyküsü olmayanlara göre 3 kat daha fazla. Ebeveynleri çocuk yetiştirme konusunda çok koruyucu veya aşırı mesafeli olan kişiler, fobi gelişmesi açısından daha büyük risk altında. Fobi mağdurlarının stres yaratıcı durumlarla baş etmek için sıklıkla durumdan kaçınma davranışları sergiledikleri ve korkutucu durumun yoğunluğunu asgariye indirmekte güçlük çektiklerini görüyoruz. Fobilerin gelişmesindeki olası bir diğer etken de bir olumsuz deneyimin, genelleştirilerek tüm yaşama yansıtılması.” diyor.

Fobi, şizofreni dahil bir dizi farklı ruhsal rahatsızlıklarla birlikte görülebiliyor. Özellikle de kaygı bozuklukları ile birlikte seyredebiliyor. Panik bozukluğuna ilave olarak; yaygınlaşmış anksiyete bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk ve travma sonrası stres bozukluğu da sıklıkla fobilerle birlikte seyreden ruhsal bozukluklar arasında yer alıyor.

Tehlikeli durumlar karşısında hissedilen normal ve hatta yararlı bir duygu olarak tanımlanan korku; yakın ve açık bir tehdit olmadığı halde duyuluyorsa, tüm yaşamın akışını olumsuz yönde değiştiriyor.

Kaçınmak, korkulan durumla karşılaşmamak için bilerek, bilmeyerek davranışların değiştirilmesi, kişinin giderek daha kısıtlı bir sosyal yaşam ve çevreye mahkum hale gelmesi; günbegün yaşam kalitesini bozulmasına, yakın ilişkilerde de krizlere ve giderek yalnızlığa sebep oluyor. Gerektiği zamanda gerektiği yerde olamamak, gerekenleri yapamamak yaşamda elde edilebilecek maddi ve manevi hedeflere ulaşılmasını da engelliyor.

Fobi; yoğun ve engelleyici korku, kaygı ve paniğe neden oluyor, hissedilen korku aşırı ve mantıksız; fobi nedeniyle belli durumlar ve yerlerden uzak durmaya çalışılıyor, kaçınılan davranışlar günlük yaşamı olumsuz etkiliyor ve bu durum en az 6 aydır devam ediyorsa yardım almak için başvurma vakti gelmiş demektir.

Unutulmamalıdır ki; geç kalmadan fobilerin üzerine eğilerek, önemli sosyal kayıplara uğramadan, yaşam kalitesini artırmak ve yeniden üretken, mutlu bir yaşama dönmek mümkün.

Normal korku ve fobi arasındaki farklar neler?

Normal korku Fobi

Uçak hava boşluğuna düştüğünde veya fırtına sırasındaki uçuşta gergin hissetmek. Uçağa binmek gerektiği için en yakın arkadaşınızın düğününe gitmemek

Bir gökdelenden aşağı bakarken veya ince bir seyyar merdivene tırmanırken heyecanlanmak. İşyeri yüksek bir binada olduğu için cazip bir işi kabul etmemek

Tehlikeli bir köpek gördüğünüzde huzursuzlanmak. Karşınıza bir köpek çıkabilir diye yol değiştirmek

İğne olurken veya kan verirken hafif kötü hissetmek İğne korkusu nedeniyle tedavi veya muayeneden kaçmak

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir