Faizler Artsın Parlamento Çalışmasın

Dünya’da siyasi ve ekonomik önemli gelişmeler olurken Türkiye’nin kendi iç problemleriyle boğuşuyor olmasıni kimler ister?

Statüko işbaşında: Faizler artsın, parlamento çalışmasın!

Türkiye’nin batısındaki ekonomik kriz, IMF’nin zamanını doldurmuş programlarına benzeyen ‘kemer sıkma’ önlemleriyle geçiştirilemeyecek kadar derin. Aynı şekilde hemen doğu tarafımızda Suriye’den başlayan siyasi kriz ise Esad gibilerinin yapacağı göstermelik reformlarla, buralardaki rejimleri ayakta tutmaya yetmeyecek kadar tarihi ve kapsamlı bir dönüşümün işareti.

Avrupa’nın krizini şu günlerde Yunanistan üzerinden anlatıyoruz… Dün Yunanistan’da tarihinin en kapsamlı grevi vardı… PASOK, milyarlarca Euro’luk kemer sıkma paketini muhtemelen parlamentodan geçirecek; peki ya sonra… İşte bundan dolayı Yunanistan’daki kriz aslında siyasi bir krizdir ve çok derindir.

Bu krizin kendisi Yunanistan’da somutlanıyor ama Avrupa’nın krizi olarak anlaşılmalıdır. Çünkü Avrupa tarihi bir yol ayrımında. Ya ulus-devlet yapılarının, ancak kültürel düzeyde var olacağı, siyasi ve ekonomik olarak, tam birleşik bir Avrupa’nın adımını, bu krizi fırsat bilerek, bugünlerde atacaktır ya da 19. yüzyıl başına, ulus-devletler kapışması öncesi Avrupa’ya geri dönecektir. Benzer durum, bir başka biçimiyle, Ortadoğu için söz konusudur. Ortadoğu, artık Batı’nın sömürgecilik döneminde ve ikinci savaş sonrası oluşturduğu, kabilelerden-ailelerden devşirilmiş devletlerle devam edemez. Burada da yeni bir siyasi yapılanmaya gerek var. Ancak hem Avrupa’nın hem de Ortadoğu’nun yolu uzun.

Dengelerin bozulmaya başladığı andan itibaren sürecin çok daha çetrefilli ve çözümden uzak bir hal aldığını, şimdiye kadar düşman olanların, ellerinde tuttukları egemenlik dengesi bozulmasın diye, el altından birbirlerini desteklediklerini göreceksiniz. Hiçbir güç, bölgesindeki dengeden bir tuğlanın düşmesine izin vermeyecektir. Örneğin hem İsrail hem de İran, Esad rejiminin yıkılmasını istemez çünkü o zaman kendilerinin de oluşturduğu denge sorgulanır olacaktır. Ancak hem Avrupa hem de Ortadoğu bu zoraki dengenin sonuna geldi. Tabii burada ABD’nin durumu önemli bir sorun. ABD, bu zoraki kriz dengesini, eskisi gibi, kendi lehine bile çözecek adımları atamıyor. Çünkü ABD’nin Obama ile birlikte başladığı yeni dönem, ABD’nin-eskisi gibi- bütün dengeleri tek başına oluşturacağı bir süreç değil.

Bundan dolayı Türkiye, yeni dönemin bölgesel çözücü gücü. Ancak, seçimlerden sonra hem ekonomi de hem siyasette olanları görüyorsunuz. Türkiye, Avrupa’nın ekonomik krizinin içine çekilmek isteniyor. Cari açık bahaneli ‘kriz geliyor’ telaşı bunun sonucudur. Aynı zamanda da, Kürt sorunu üzerinden, Ortadoğu benzeri bir kriz yaratılıp, yeni Anayasa ve demokratikleşme sürecinin engellenmek istendiği açık değil mi…

Tam burada Türkiye’de faizler yeniden artsın diyenlerle parlamento çalışmasın diyenler aynı merkezin üretimidir, hiç şüphesiz olmasın…

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir