Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Biz her zaman barıştan yanayız. Sorunların diyalog ve istişare yoluyla çözülmesinden yanayız. Ancak ülkemizin güvenliğine yönelik bir tehdit olursa gereken tedbiri almaktan çekinmeyiz” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin kendilerini diğer ülkelerde yaşanan olaylara gösterdikleri tepki nedeniyle eleştirdiği ileri sürerek, tarihin Türkiye’ye yaşanan olaylara sessiz kalmama sorumluluğunu yüklediğini kaydetti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Zafer Havaalanı ve Toplu Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, savunma sanayinde yaşanan gelişmelerden ve Türkiye’nin bu alanda yaptığı üretimlerden bahsederek, “Son 10 yılda savunma sanayi ihtiyaçlarımızın Türkiye’de karşılanma oranını iki kat arttırdık. Şu anda yüzde 54 oranına yükselttik. Bu bağımsızlık mücadelemizin en önemli ispatıdır” diye konuştu.
ANKA insansız hava aracının üretimine geçilme aşamasına gelindiğini, uzun menzilli roketlerin artık dışarıdan alınmadığını kaydeden Erdoğan, savaş gemisi ve helikopter üretiminde de önemli aşama kaydedildiğini belirtti. Uçak ve tank modernizasyonlarının da Türkiye’de gerçekleştirildiğini ifade eden Erdoğan, “Bir hususu tekrar ifade etmek istiyorum. Vatandaşlarımızın da komşu ülkelerimizin de dünya ülkelerinin de bunu özellikle bilmesini ve anlamasını istiyorum. Bizim Türkiye olarak hiçbir ülkenin topraklarında ve içişlerinde gözümüz yok. Biz ülkemizde huzur istediğimiz kadar ülkemizin huzuruyla doğrudan bağlantılı olarak bölgemizde de sadece ve sadece huzur istiyoruz. Biz kendi ülkemizde istikrar, güvenlik ve refah istediğimiz kadar bununla doğrudan bağlantılı olarak bölgemizde de sadece ve sadece istikrar, güvenlik ve huzur istiyoruz” dedi.
GAZİ MUSTAFA KEMAL ÇANAKKALE’DE DÜŞMANLARA KARŞI SULH DEMEDİ”
Türkiye’nin her zaman barıştan ve sorunların diyalog ve istişare yoluyla çözülmesinden yana olduğunu kaydeden Erdoğan, “Ancak ülkemizin güvenliğine yönelik bir tehdit olursa gereken tedbiri almaktan asla çekinmeyiz. Birliğimize, toprak bütünlüğümüze, huzurumuza refahımıza yönelik bir tehdit karşısında asla sessiz ve tepkisiz kalamayız” diye konuştu. Gazi Mustafa Kemal gibi “yurtta sulh, cihanda sulh” dediklerini ve gereğini yaptıklarını kaydeden Erdoğan, Türkiye için aktif ve barışçı bir dış politika yürüttüklerini söyledi. Erdoğan, “Ama Akçakale’ye bombayı atarsan ve orada 5 vatandaşımız şehit olursa her halde bunun karşısında sessiz kalacak değiliz. Biz de ona misliyle mukabele etmek durumundayız. Gazi Mustafa Kemal ‘yurtta sulh, cihanda sulh’ derken herhalde Çanakkale’ye gelen düşmanlara karşı da sulh demedi. Çanakkale savaşları bunun için yapıldı. Kurtuluş Savaşları bunun için yapıldı, Kocatepe bunun için yapıldı” diye konuştu. “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesini “birilerinin” yanlış anladığı gibi pasiflik, tavırsızlık ve tepkisizlik olarak yorumlamadıklarını kaydeden Erdoğan, “Ülkemizi doğrudan ilgilendiren sorunlar karşısında seyirci kalanlardan asla olamayız” dedi.
MUHTEŞEM YÜZYIL’A ÇATTI
Gazze’de yaşananlara da değinen Erdoğan, yaşanan bombalamalara “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyerek sessiz kalamayacaklarını, Gazze’de bir halk açık hava hapishanesinde insanlık dışı muamelelere maruz bırakılırken, Türkiye’nin tepkisiz kalmayacağını ifade etti. Erdoğan, Suriye’de halk katledilirken Türkiye’nin bunu seyredemeyeceğini kaydederek, “Bugün ülkemize sığınan 180 bin Suriyeli kardeşimizi muhaliflerin zulmünden kaçarak gelmedi, zorba Beşar’ın zulmünden kaçarak geldi” diye konuştu. Türkiye’ye tarihin bu sorumluluğu yüklediğini kaydeden Erdoğan, “Bu millete yakışanı yaptık. Biz Dumlupınar’daki şehitlerimizin zihniyetiyle hareket ediyoruz. Biz Domaniç’te Osmanlı’yı kuran ruhun anlayışıyla hareket ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Muhalefetin kendilerini bu ülkelere gösterdikleri ilgi nedeniyle eleştirdiğini ileri süren Erdoğan, Türkiye’nin 7 milyar nüfuslu dünyanın içinde görevini çok iyi bildiklerini belirtti. “Ecdadımızın at sırtında gittiği her yere biz de gideriz” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama bunlar televizyon ekranındaki ecdadımızı zannediyorum o Muhteşem Yüzyıl belgeselindeki gibi tanıyorlar. Bizim öyle ecdadımız yok. Biz öyle bir Kanuni, öyle bir sultan Süleyman tanımadık. Onun ömrünün 30 yılı at sırtında geçti. Sarayda, o gördüğünüz dizilerdeki gibi geçmedi. Bunu çok iyi bilmemiz ve anlamamız lazım. Ben o dizilerin yönetmenini de, o televizyonun sahiplerini de milletimin huzurunda kınıyorum. Bu konuda da ilgilileri uyarmamıza rağmen yargının da gerekli kararı vermesini bekliyoruz. Böyle bir anlayış olamaz. Bu milletin değerleriyle oynayanlara, milletçe gereken dersin, gereken cevabın hukuk içinde verilmesi gerekir.”