Diyabetini kontrol altında tut, böbreklerini koru!

Dünyada her on erişkinden birinde değişik nedenlere bağlı olarak böbrek hasarı görülüyor.

Her yıl milyonlarca insan kronik böbrek hastalığı nedeniyle yaşamını beklenenden çok daha erken bir zamanda kaybediyor. Günümüzde kronik böbrek yetmezliğinin en sık rastlanan nedenlerinin diyabet ve hipertansiyon olduğunu söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Cem Sungur, her yıl kutlanan 11 Mart ‘Dünya Böbrek Günü’nün bu yılki ana konusunun diyabet olduğunu dile getiriyor.

Kronik böbrek hastalığı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de, önemli halk sağlığı konularından biri. Hastalığının erken dönemlerinde, hastaların hiçbir yakınması olmuyor. Ancak basit idrar ve kan testleri kullanılarak hastalık erken evrelerinde teşhis edilebiliyor ve ilerlemesi geciktirilebiliyor. Fakat farkındalığın ve erken tanının düşük olması birçok olguda buna olanak vermiyor.

Türkiye’de 60 bine yakın diyaliz hastası olduğunu belirten Prof. Dr. Cem Sungur, günümüzde kronik böbrek yetmezliğinin en sık rastlanan nedenlerinin diyabet ve hipertansiyon olduğunu söyledi. Gelişmiş ülkelerde her iki diyaliz hastasından birinin böbrek hastalığının diyabete bağlı olarak geliştiğini kaydeden Prof. Dr. Sungur, şu bilgileri verdi:

“Son beş yılda yapılan tüm toplum sağlığı araştırmaları, kronik böbrek hastalığının görülme sıklığında büyük bir artış olduğunu gösteriyor. Bunun iki önemli nedeni var. Birisi neredeyse salgın hastalıklar hızıyla yaygınlaşan diyabet, diğeri ise toplumların yaşlanması. Eğer diyabete bağlı böbrek yetmezliği gelişimi bu hızda devam edecek olursa, 2030 yılına gelindiğinde ülkeler sağlığa ayırdıkları bütçelerinin yüzde 40’ını diyaliz hastaları için harcamak zorunda kalacaklar.”Türkiye’de kronik böbrek hastalığının en fazla Marmara Bölgesi’nde görüldüğü de kaydeden Prof. Dr. Sungur, dünya istatistiklerinden farklı olarak Türkiye de hastalığın kadınlarda daha çok görüldüğünü belirtti.

Tarama testi ile tanı konabilir
Kronik böbrek hastalığının erken dönemlerinde, hastaların hiçbir yakınması olmuyor. Hekim muayeneleri sırasında da bir bulgu saptanmıyor. Ancak yapılacak tarama testleri henüz başlangıç aşamasında saptamanın mümkün olduğuna dikkat çeken Prof. Sungur, ‘Testlerden birisi kan örneklerinde yapılan “serum kreatinin” testi. İkincisi ise idrar örneğinde yapılan “mikroalbumin/kreatinin” oranı. Bütün gelişmiş sağlık kuruluşlarında kolaylıkla yapılan bu testleri herkesin yaptırması gerekmiyor. Böbrek yetmezliği açısından yüksek risk altında olan kişilerde bu iki testin yapılması çok önemli ve önceliklidir. Öte yandan diyabeti ve hipertansiyonu olan bireyler ve birinci derece yakınlarında diyabet, hipertansiyon veya böbrek hastalığı olan bireylerin bu iki testi yaptırarak böbrek hasarı açısından taranması gerekiyor” diye konuştu.

Dünya Böbrek Günün’de konuyla ilgili bazı veriler:

1-Böbrekleri kalıcı olarak bozan hastalıklar sonucu gelişen Kronik Böbrek Yetersizliği (KBY) görülme sıklığı dünya genelinde ve ülkemizde epidemiyoloji boyutunda artıyor.

2-KBY’nin en iyi ve en ucuz tedavisi olan böbrek nakli, yeterli sayıda uygun verici bulunmaması nedeniyle ihtiyacı olan hastaların ancak yüzde 13’e yakın çok küçük bir azınlığına yapılabilmektedir.

3-Son dönem KBY’li hastaların yüzde 87’lik çoğunluğu ise çok pahalı bir tedavi olan diyaliz tedavisi ile yaşatılmak zorunda olan diyaliz tedavisi ile yaşatılmak zorunda kalınmaktadır.

4-Ülkemizde 900’ü aşkın faal Diyaliz Merkezlerinde Diyaliz ihtiyacı olan herkese diyaliz hizmeti verilebilmektedir. Ancak, diyaliz tedavisindeki hastaların devlet bütçesine maliyeti de bugünkü hasta sayıları ile yaklaşık bir buçuk milyar doları bulmaktadır.

5-KBY görülme sıklığındaki yıllık %12 mertebesindeki artış nedeniyle diyalizdeki hasta sayısı da önümüzdeki 6 yıl içinde 110.bin’e yaklaşacak ve bütçe yükü de 2,5-3 milyar doları bulacaktır.

6-KBY’i sıklığındaki bu artış doğrudan doğruya gelişen toplumlardaki ve ülkemizdeki başıboş, kontrolsüz kalmış şeker hastalığı ve hipertansiyondaki artış ile ilgilidir. Nitekim son yıllarda diyalize girmekte olan hastaların yüzde 32.5’u diyabet hastasıdır, yüzde 27’si ise hipertansiyonludur.

7-Oysa diyabet ve hipertansiyon erken yakalanır ve iyi tedavi edilirse bunların böbrekleri bozması da mümkün olmayacaktır. Yani, diyaliz ihtiyacı olan KBY’li hasta sayısı kendiliğinden yüzde 50’ye varan oranlarda azalacaktır.

8-Aynı şekilde KBY’ye neden olan başka birçok böbrek hastalığı da bugün erken yakalanırsa, tamamen iyileştirilmekte ya da ilerlemeleri yavaşlatıp durdurulabilmektedir…

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir