Çocukları İstismardan Nasıl Koruyabiliriz?

Her ebeveyn çocuklarına çevreleriyle olan ilişkilerinde sınırlarının ne olacağını, tanıdık bile olsa ‘kiminle ne kadar yakın olabileceğini’ öğretmeli.

İstismar sadece bedende bir iz bırakmadan ruhta da büyük yaralar açabilir. Bu noktada mahremiyete özen göstermek, eğitimin önemli bir unsurudur.

Çocuklarımız göz bebeklerimiz, dünyaya mucizevi bir şekilde yaratılarak gönderilen ve bizlere emanet edilen yavrularımız toplumda veya ailede sağlıklarını, fiziksel ve psikososyal gelişimlerini olumsuz etkileyen çeşitli şekillerde istismara uğramaktalar. Bütün istismar şekilleri çocukta kimlik, ruh ve beden sağlığının bozulmasına yol açarken cinsel istismarın izleri daha da derin olmaktadır. Çocuklar en çok küçük yaşlarda cinsel istismara uğrarken istismarcıların daha çok çocuğun tanıdığı kişiler olması endişe verici olanıdır. Çocuklar ailede, sokakta, okulda olmak üzere yakın çevrelerinde daha çok istismara uğramaktadır. Bu konuda aileye, öğretmenlere, idarecilere ve toplumda herkese büyük görevler düşmektedir. İstismarın izlerini çocuk belki hayat boyu taşıyacağından çocukları istismara uğramadan korumak büyük önem arz eder. Bilinçli bir anne–baba, bu konudaki bilgi ve becerilerin çoğuna kendi anne–babasından aldığı eğitimle sahiptir. İlk yıllarda ona dış dünyadan ve tehlikelerden uzak bir ortam hazırlamaya çalışırken bir yetişkin olana kadar kademeli olarak kendisini koruma yollarını öğretir.

Erkek çocuklar da sıkça istismara uğruyor

İstismarda bulunan kişilerin büyük bir bölümü erkektir ve kendileri de istismara uğramıştır. Kız çocukları kadar erkek çocuklarının da nereye gittiğine, kimlerle konuşup arkadaşlık ettiğine kısacası disipline önem verilmelidir. Küçük yaşlardan itibaren sosyal ortamlar hazırlayıp doğru arkadaş edinme becerisi kazandırılmalıdır. Sorunun temelinde yatan nedenlere göre çözümler bulunup tedavi ihmal edilmemelidir. İstismara uğrayan çocuklar, başlarına geleni anne–baba ve diğer yardımcı olabilecek büyüklere anlatmakta oldukça zorluk çekerler. Bunun çeşitli nedenleri vardır: Kendilerine inanılmayacağından korkmaları, kendilerine kızılmasından anlattıklarının başkaları tarafından duyulmasından korkmaları, istismarcının tehditlerinden korkmaları, başlarının belaya gireceğinden endişe etmeleri, istismarcıyı korumak istemeleri. Zira istismarcı, çocuğun sevdiği bir kişi olabilir, istismarcıyı sevebilir fakat yaptıklarını sevmezler, nasıl anlatılacağını bilmeyebilirler. Cinsel davranışların yanlış olduğunu bilmemeleri ya da büyüklerle cinsel konuları konuşmaktan utanıp korkmaları. Arkadaşları tarafından dışlanmaktan korkmaları gibi.

İstismar belirtisi çocuğun vücudundaki fiziksel belirtiler ya da çocuğun söz ve davranışlarıyla fark edildiğinde paniğe kapılmamak önemlidir. Doğru kriz yönetimi, çocuğun istismardan fazlasıyla zarar görmesini önler. Sakin bir şekilde sözünü kesmeden ani tepkiler vermeden dinlemek, açık uçlu sorular sormak, çocuğun ileriki yıllarda bazı insanlardan yersiz bir şekilde korkmasını, cinsel yaşamdan, aile hayatından uzaklaşmasını, aşırı şüpheci bir kişi olmasını ya da sapkın davranışlarda bulunmasını önleyecektir.

Çocuğun acısını hafifletecek şekilde konuşmak, bilhassa olayın bilincinde olan ve kendisini kirlenmiş, kendisini koruyamadığı için suçlu hisseden çocuğu böyle bir zarara uğramakla temiz bir insan olma özelliğini kaybetmediği konusunda ikna etmek ve dürtüleri bundan sonra korunma yolları konusunda onu bilinçlendirmek çok önemlidir. Bu, çocuk ve ergenlerde “travma sonrası stres bozukluğu”na sıklıkla rastlanır. Kalıcı izler bırakmaması için gördüğü zarar ve buna göre tedavide takip edilecek yol, profesyonel bir şekilde ve psikolojik durumuna önem verilerek belirlenmelidir.

Okula giden çocuğa sınırları anlatın

Ailesinden iyi eğitim almayan veya akıl ve ruh sağlığı bozulmuş bulunup davranış sorunları olan birçok çocuk ve ergen, ailede ve yakın sosyal çevrede olduğu gibi okulda da istismara uğramakta veya istismarda bulunmaktadır. Buna bağlı olarak okullarda sınıf öğretmenleri rehber öğretmen ve idarecilere de büyük görevler düşmektedir. Bu gibi istismarları önlemek için okul ortamı güvenli hale getirilmeli, veliler uyarılmalı, sorunlu olan çocukların tedavileri rehberlik servislerince takip edilmeli ve okul aile birliği de bu konuda okul idaresine destek olmalıdır.

Yabancılarla iletişimin nasıl olacağını öğretin

Konuşmaya başlayan 3 yaşından sonraki çocuklara yabancıların yanına ailelerinden izinsiz gidip uzaklaşmamaları söylenmeli. Büyüdükçe iyi insanlarla kötü insanları daha iyi ayırabileceği anlatılmalıdır. Bunu yaparken hem çocuğu tehlikelere karşı uyanık, tedbirli bir birey olarak yetiştirmeye çalışmalı hem de bütün insanlara karşı güvensiz, aşırı kuşkucu bir kişi olmamasına dikkat edilmelidir. Yine çocuğun emanet edileceği kimselerin kişiliklerine dikkat etmek gerekir.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir