BU NE YAMAN ÇELİŞKİ

Anayasa Mahkemesi’nin DTP’yi kapatma kararında dikkat çeken büyük çelişki..

Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararla Demokratik Toplum Partisi (DTP) kapatıldı, Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un da siyaset yapması yasaklandı. Kararın gerekçesi incelendiğinde farkedilen tezat ise dikkat çekti. Kapatma delilleri arasında bazı vekillerinin PKK üyesi olması gösterildi ancak siyaset yasağı onlar yerine terör örgütünün propogandasını yaptığı iddia edilen iki isme geldi. ‘Örgüt üyesi’ denilen isimlere ise dokunulmadı.

Anayasa Mahkemesi’nin, Demokratik Toplum Partisi (DTP) hakkında verdiği kapatma kararının gerekçesi geçtiğimiz hafta sonu Resmi Gazete’de yayımlandı. Partinin eski genel başkanı Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk’un milletvekillikleri düşerken, 37 partili de 5 yıl siyaseten yasaklı oldu. Yüksek Mahkeme’nin siyaset yasağı verdiği isimlerle ilgili şahin-güvercin tartışması dinmezken, mahkemenin gerekçeli kararı yeni tatışmalara kapı araladı. Kararda, DTP’nin kurulmasından sonraki eylemler arasındaki kapatma delilleri sıralanırken, milletvekili Sebahat Tuncel’in terör örgütünün kongresine delege olarak katılması, Fatma Kurtulan ve Sevahir Bayındır’ın terör örgütü kamplarında eğitim alması gösterildi. Yani bu üç isim bir anlamda örgüt mensubu olarak gösterildi. Ancak bu üç isme de siyasi yasak getirilmedi.

11 Aralık 2009 tarihinde kapatılan DTP’nin gerekçeli kararı, üzerinden tam 20 gün geçtikten sonra açıklandı. Yürürlüğe giren kararda soru işaretleri doğuran ayrıntılar var. DTP’yi ‘devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline geldiği’ gerekçesiyle kapatan Yüksek Mahkeme, buna delil teşkil eden gerekçeleri de tek tek sıraladı. 366 sayfalık gerekçeli kararda, DTP’nin kuruluşu sırasındaki ve sonrasındaki eylemler sayılı. Partinin terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın direktifleriyle kurulduğu ve faaliyetlerini gerçekleştirdiği belirtilen kararda, kişilerin kapatmaya dayanak olan sözleri ve eylemleri 141 maddede toplanıyor. DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, kurucu üyesi Sedat Yurttaş, milletvekili Aysel Tuğluk, Genel Başkan Yardımcısı Orhan Miroğlu ve Leyla Zana gibi 5 yıl siyaset yasağı verilen isimlerin Öcalan’ı ve terör örgütünü övücü konuşmalarının gerekçe gösterildiği kararda Abdullah Öcalan’ı, örgütü, suçluyu ve suçu övme dışında da delillere yer verildi. Ancak, terör örgütüne kongre üyeliği yapan ve örgüt kamplarında ders alan isimler bu yasaktan muaf tutuldu.

gerekçeye göre pkk üyesi vekiller var

Gerekçe metninin 87. maddesinde, ‘DTP milletvekili Sebahat Tuncel’in terör örgütünün kongresine delege olarak katılması’ da yer alıyor. İstanbul’da bir cinayet nedeniyle sorgulanan İbrahim Çakmaz’ın beyanlarına göre Sebahat Tuncel, PKK örgüt kamplarına katılmış, üzerinde örgüt elemanlarının giydiği kıyafet olduğu halde 2004 yılında yasadışı örgütün kongresinde de delege olarak yer almıştı. Tuncel bu sebeple cezaevinde bulunurken, 22 Temmuz 2007 tarihinde milletvekili seçildiği için serbest kalmıştı. Tuncel’in İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılaması halen devam ediyor.

Bunu, partinin terör örgütü ile ne kadar içli dışlı olduğuna kanıt olarak gösteren Yüksek Mahkeme, Tuncel’i 5 yıl boyunca siyasetten men ettiği 37 isim arasına almadı. 137. maddede ise milletvekilleri Fatma Kurtulan ile Sevahir Bayındır’ın ‘terör örgütü kamplarında eğitim aldığı’na yer verilen kararda, Dicle kod adlı S.S.’nin ifadelerine dayandırılarak şu bilgilere yer verildi: “2003 yılında Fatma Kurtulan ve Sevahir Bayındır’ın örgüte ait Şehit Harun kampına geldiklerini, kendilerine üç ay süreyle PJA içerisinde üst düzey sorumlusu Pelşin kod Gülizar Tural tarafından siyasi eğitim verildiğini, bu süre zarfında her ikisinin de örgüt kıyafetlerini giydikleri, eğitimin sonunda siyasi çalışmalarda bulunmak üzere Türkiye’ye döndüklerini beyan ettiği görülmüştür.” Her iki isim de partinin kapatılmasına gerekçe gösterildi ancak yasak almadı.

BDP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal da ANKA’ya yaptığı açıklamada “ilgisiz insanlara siyaset yasağı getirildiğini” savundu. Anayasa Mahkemesi’nin kararını ‘hukuki bulmadıklarını’ belirten Birdal şöyle konuştu: “Kararın oybirliği ile verilmesi siyasi bir karar olduğunu gösterir. AİHM’den de bizim lehimize döneceğine ben eminim. Avukatlarımız zaten çalışmalarını sürdürüyor. Leyla Zana’nın dışında parti ile ilişiği olmayan iki arkadaşımıza da yasak getirilmesi çok garip. Bunları anlamak mümkün değil…

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir