Allah Üzerine Yemin Kalktı
TBMM Adalet Komisyonunda kabul edilen Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı önemli ve yeni düzenlemeler içeriyor.
Hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı devlet aleyhine tazminat davası açılabilecek; Devlet ödediği tazminatı, sorumlu hakime ödeme tarihinden itibaren bir yıl içinde rücu edecek. Mevcut düzenlemeye göre, ”Allahım ve namusum üzerine yemin ediyorum” diye yemin eden kişi de ”Bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum” diyecek.
TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin Ocak ayında yasalaşması konusunda uzlaşmaya vardığı tasarılar arasında yer alan ve yaklaşık 1,5 yıl önce TBMM Adalet Komisyonunda kabul edilen Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı önemli düzenlemeler içeriyor.
Tasarının getirdiği düzenlemeler özetle şöyle:
”Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğan veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilecek. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen mahkemelerde açılacak.
Bu düzenlemeyle bankalar, tüketiciler ile yapacakları her türlü sözleşmelerde, yetkisiz bir mahkemeyi yetkili hale getiremeyecek, yani yetki sözleşmesi yapamayacak. Yapılan sözleşmelerdeki yetki kuralı da geçersiz sayılacak.
Hakim, kendisine ait olan davaya, eski eşinin, kendisi ve eşinin altsoy ve üstsoyunun, evlatlığının davasına, üçüncü derece de dahil olmak üzere kan veya evlilik bağı kalksa dahi, kayın hısımlığı bulunanların davasına bakamayacak. Hakim, nişanlısının davasına da giremeyecek.
Hakimin tarafsızlığı konusunda şüpheyi gerektiren önemli bir nedenin bulunması halinde, taraflardan biri hakimi reddedebilecek, hakim de davadan çekilebilecek. Hakimin davada, iki taraftan birine öğüt vermesi ya da yol göstermesi, dava hakkında görüşünü açıklaması, davacı ve davalı ile aralarında düşmanlık olması durumunda, reddi hakim talebinde bulunulabilecek.
HAKİMİN HUKUKİ SORUMLULUĞU
Hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı devlet aleyhine tazminat davası açılabilecek.
Kayırma, taraf tutma veya taraflardan birine olan kin veya düşmanlık, sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle, farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması, duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmesi, duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmesi, hakkın yerine getirilmesinden kaçınılması durumlarında tazminat davası yoluna gidilebilecek.
Tazminat davasının açılması, hakime karşı bir ceza soruşturmasının yapılması ya da mahkumiyet şartına bağlanmayacak.
RÜCU DAVALARI YARGITAYDA GÖRÜLECEK
Devlet ödediği tazminatı, sorumlu hakime ödeme tarihinden itibaren bir yıl içinde rücu edecek.
Hakimlerin kusurlu davranışları nedeniyle devlet aleyhine açılan tazminat davaları ile devlet tarafından hakime karşı açılacak rücu davaları Yargıtayda görülecek. Hakim hakkında açılacak dava esastan reddedilirse davacı, 500 TL’den 5 bin TL’ye kadar disiplin para cezasına mahkum edilecek.
Avukat, duruşma sırasında uygun olmayan tutum ve davranışta bulunursa, hakim tarafından uyarılacak; avukat uyarıya uymaz ve fiil disiplin suçu veya adli suç teşkil eder nitelikte görülürse olay, duruşma salonunda bulunan kişilerin kimlik bilgileri ve adresleri yazılarak tutanağa geçirilecek ve duruşma ertelenecek.
SAAT 24.00’E KADAR İŞLEMLER YAPILABİLECEK
Mahkemeler, dava dilekçelerini elektronik ortamda da kabul ve kayıt edebilecek.
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla, avukat ve vatandaşlar adliyeye gitmeden elektronik ortamda, güvenli elektronik imza kullanarak dava açabilecek, harç ve avans ödeyebilecek, dava dosyalarını inceleyebilecek.
”Tatil saati ve çalışma saati” kavramı yerine, ”gün sonu” kavramı kabul edilen ve ”7 gün 24 saat” esasına göre çalışan UYAP sisteminin kullanılmasıyla, avukatlar ve vatandaşlar, sıraya girmeden saat 24.00’e kadar elektronik ortamda işlem yapabilecek.
Yeni bir yargılama aşaması olarak, ön inceleme yapılacak. Mahkeme, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapacak. Mahkeme, incelemeyi tamamladıktan sonra, tarafların sulh olmalarını sağlamak, sulh olmayacaklarsa uyuşmazlık noktalarını tespit edebilmek amacıyla, ön inceleme için duruşma günü tespit ederek taraflara bildirecek.
Tarafların rızası olmak kaydıyla tanık, bilirkişi veya taraflardan biri, başka bir yerden elektronik araçlarla dinlenebilecek. Dinleme, ses ve görüntü olarak aynı anda duruşma salonuna nakledilecek.
Hukuka aykırı olarak elde edilen deliller, mahkeme tarafından olayın ispatında dikkate alınmayacak.
MAHKEMELERDE YAPTIRILAN YEMİN
Yemin edecek kişiye, ”Size sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin eder misiniz? diye sorulacak. Mevcut düzenlemeye göre, ”Allahım ve namusum üzerine yemin ediyorum” diye yemin eden kişi de ”Bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum” diyecek.
Hakim, tanığa, ”Tanık sıfatıyla sorulacak sorulara vereceğiniz cevapların gerçeğe aykırı olmayacağına ve bilginizden hiçbir şey saklamayacağınıza, namusunuz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin ediyor musunuz?” diye soracak. Mevcut düzenlemeye göre, ”Allahım ve namusum üzerine yemin ediyorum” diyen tanık da ”Sorulacak sorulara, hiçbir şey saklamadan doğru cevap vereceğime namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerler üzerine yemin ediyorum” şeklinde yemin edecek.
Soybağının tespiti için inceleme yapılabilecek. Buna göre, uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak, ayrıca sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla, herkes soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan ve doku alınmasına katlanmak zorunda olacak. Haklı bir sebep olmaksızın bu zorunluluğa uyulmaması halinde, hakim incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar verecek.
TARAFLAR SULH OLABİLECEK
Görülen bir davada taraflar kısmen veya tamamen anlaşarak, ”sulh” olabilecek. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda olabilecek. Dava konusunun dışında kalan konular da sulhun kapsamına dahil edilebilecek.
Kamu yararına faaliyette bulunan dernek ve vakıflar ile kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, haklı oldukları yolunda kanaat uyandırmak kaydıyla, adli yardımdan yararlanabilecekler.”
AA